20. yüzyılda Modernizm ve Bauhaus öğretisi ile tasarım-zanaat ilişkisi, estetik, form, biçim ve
malzemeye ilişkin içkin değerler, kökten değişmiştir. Bu değerlerin kökten değişimi, Bauhaus
öğretisi ile sanat-zanaat arasındaki yeni ilişkiler, sanat felsefesinde yeni açılımlar, takı tasarımını
da paralel zamanlarda etkilemiştir. Marcel Duchamp’ın 20. yüzyılın başında hazır nesne ile sanat
üretimi kavramsal sanatın kökeni olarak görülmüş aslen sanat üretiminde fikrin, materyalin çok
ötesinde olduğu düşüncesi, yeni bir sanat üretimini ortaya koyarken takı tasarımını da biçimsel
ve fikirsel olarak farklı bir noktaya taşımıştır. 1960’lı yıllar, yeni bir üretim pratiği kazanan takı
tasarımında ikinci bir kırılma noktası olmuş, disiplinlerarası ilişkiler bağlamında sanat, moda, müze
mekanı ve moda müzeciliği de bu kırılma noktasında eşgüdüm ile birlikte varlık göstermiştir. Moda
ve mücevher tasarımları, kronolojik zaman dizinleri ve maddi değerlerinin ötesinde kavramsal ve
tematik küratöryal pratiklerle 1960’lı yıllarda müzelerde sergilenmeye başlamıştır. Günümüzde ise
takılar değerli-değersiz çok farklı materyallerle deneysel formlara kavuşmuştur. Mücevher ve takı
sergileri de modern sanatın, dijital çağ ve dijital sanatın bir parçası olarak enstalasyonlarla yeni bir
müzecilik anlayışı ile sergilenmektedir. Bu bağlamda çalışmada, takı ve mücevher tasarımlarının
çağdaş sanat ve kavramsal sanat ile olan disiplinlerarası birlikteliği, çağdaş takı ve mücevherin
güncel müze sergilerinde, sanat etkileşimi ile kavramsal içeriklerle ve enstalasyonlarla sergilenmesi
olguları ile ele alınmıştır.
In the 20th century, the teachings of Modernism and Bauhaus brought about a radical change in the
relationship between design and craft, and the values attached to aesthetics, form, shape, and materials.
This change affected jevelry design, as well as the philosophy of art, through new expansions and a
redefined relationship between the Bauhaus doctrine and art-craft. Marcel Duchamp’s art production
with ready-made objects at the start of the 20th century was regarded as the origin of conceptual
art. The belief that the idea is more important than the material in art production introduced a new
approach to art and transformed jevelry design both formally and intellectually. In the context of
interdisciplinary relationships, the 1960s saw the emergence of a new production practice in jevelry
design, which led to a second breaking point. At this point; art, fashion, museum space, and fashion
museology coexisted in coordination. Beginning in the 1960s, fashion, and jewellery designs were
put on display in museums using conceptual and thematic curatorial techniques that went beyond
their material values and chronological time indexes. Today, jewellery-jevelry design has evolved
to experimental forms using various materials, both precious and non-precious. With installations
as a component of modern art, the digital age, and digital art, jewellery, and jevelry exhibitions are
also displayed. The fact that contemporary jewellery and jevelry designs are displayed in current
museum exhibitions alongside conceptual contents and installations with art interaction is taken into
account in the study’s consideration of the interdisciplinary unity of jewellery and jevelry designs
with contemporary art and conceptual art.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Güzel Sanatlar |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 26 Eylül 2024 |
Kabul Tarihi | 31 Aralık 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 9 Sayı: 19 |