Bu çalışmanın amacı birbirinden dönemsel ve kültürel açıdan zaman aralığı olarak oldukça uzak iki yazar ve eserin birbirinden
farklı söylemler arası anlatımsal ilişkiler kurup kurmadığını araştırmaktır. Bunun için araştırma nesnesi olarak Roman metin
türünden Almanca yazın çerçevesinde Johann Wolfgang von Goethe’nin „Genç Werther’in Acıları“ (1774) ile Robert Musil’in
„Genç Törleß’in Bunalımları“ (1906) adlı eserleri seçilmiştir. Edebi metin türlerinin bir alt türü olarak sınıflandırılan „Gençlik
Romanı“ bağlamında incelenen bu eserler içerik, biçim, üslup, metin yapısı gibi yönleriyle metinlerarasılık yöntemiyle ele
alınarak metinler arası ve kültürler arası ilişkiler odaklı incelenmektedir. Bununla birlikte çalışmanın ikincil amacı
Kültürlerarasılık kavramını hermenötik bir uygulama olarak ele alıp edebiyat biliminin Metinlerarasılık yöntemiyle
ilişkilendirmektir. Kültürlerarasılık edebiyat bilimi içerisinde 20. yüzyılın ikinci yarısından günümüze kadar sıklıkla literatürde
kullanılagelmiş olmasına rağmen Metinlerarasılık ile ilişkilendirilmemiştir. Edebiyat bilimi alanının kuram araştırmalarında
Metinlerarasılık ile Kültürlerarasılık kavramları oldukça yeni kavramlar olmalarına karşın yazın pratiğinde içerme olarak
bulundukları bilinmekte. Ancak pratikte var olan bu ilişkilerin bilimsel yöntemsel olarak kavramlaştırılması, tanımlanması ve
sınıflandırılması ile özellikle birbirleriyle nasıl bir korelasyon içinde değerlendirilmesi gerektiği hususu literatürde henüz
irdelenmemiş bir sahadır. Bu araştırma bahsi geçen bu kavramların özellikle edebiyat bilimi içerisinde birbiriyle nasıl bir ilişki
içinde kullanılabildiklerini göstererek hem edebiyat bilimi kuram çalışmalarına hem de diğer beşerî bilimler alanlarında da
kullanılan bu kavramların birbiriyle ilişkilendirilmesi ve ayrışmasına bir katkı sağlamayı amaçlamaktadır.
Edebiyat Bilimi Metinlerarasılık Kültürlerarasılık Robert Musil Johann Wolfgang von Goethe
The present work intends to pursue the question as to what extent references on various interdiscursive paths can be made
between two works distant from each other in epochal and cultural context. The subject of investigation is "The Sorrows of Young
Werther" (1774) by Johann Wolfgang von Goethe and "The Confusions of Young Törless" (1906) by Robert Musil. Deviating and
intersecting characteristics are questioned and examined with the methodological approach of intertextuality on various level s
such as content, type of text, text structure, etc. in the corpus of the youth and adolescence novel. Based on this investigation, an
attempt is made to contextualize by means of the literary theory of intertextuality the term interculturality as a hermeneutic
procedure. Intertextuality functions here as a central point of reference, but not for the purpose of connecting two works with the
'violence of theory', but rather to be able to provide rudimentary evidence that these concepts are present in aesthetic practice,
going beyond the classifying-naming theory. In addition, an attempt is undertaken to view a new commensurability of the
phenomena of intertextuality and interculturality within literary research, which may contribute to new approaches in literary
studies. Furthermore, posed questions about a possible correlation between the terms intertextuality and interculturality in
research should provide further clues.
Literary Studies Intertextuality Interculturality Robert Musil Johann Wolfgang von Goethe
Birincil Dil | Almanca |
---|---|
Konular | Dil Çalışmaları (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 10 Sayı: 4 |