1989 Bahar Eylemleri, Türkiye’de 1980’lerin sonunda yaşanan siyasal, ekonomik ve toplumsal dönüşümlerin bir sonucu olarak ortaya çıkan, işçi sınıfının yeniden örgütlenmesi ve haklarını savunması için başlatılan geniş çaplı bir sınıf harekettir. Bu hareket, özellikle 12 Eylül darbesinin ardından sınırlandırılan ekonomik ve sosyal hakların geri kazanılması ve 24 Ocak kararlarıyla artan mutlak yoksulluğun giderilmesi gibi talepleri barındırmaktadır. Bahar Eylemlerine öncülük eden sendikalar, işçilerin ücret artışı, çalışma koşullarının iyileştirilmesi, sosyal hakların genişletilmesi ve siyasi özgürlüklerin sağlanması gibi taleplerine güçlü bir şekilde vurgu yapmıştır. Eylemler, 1987-1990 yılları arasında en yoğun şekilde gerçekleşmiş ve işçilerin birlik, dayanışma ve mücadele ruhunu güçlendirmiştir. Bahar Eylemleri, Türkiye’de emek tarihi açısından bir dönüm noktası olarak kabul edilmektedir. İşçi sınıfının ekonomik ve sosyal haklarının büyük ölçüde baskı altına alındığı 12 Eylül rejiminde, Bahar Eylemlerinde sergilenen sınıf aidiyeti yine 12 Eylül sonrası yaratılan yeni düzenin varlığını da tehdit edeceği yönünden endişe yaratmıştır. Ne var ki Bahar Eylemleri, şiddet ortamı kırmış ve yeni bir dönem başlatmıştır. Bu çalışmada, 1989 Bahar Eylemlerinin çağdaş sınıf teorileri ışığında nasıl anlaşılması gerektiği sorusuna yanıt aranmaktadır. Bu soruya yanıt vermek için Ralf Dahrendorf’un sınıf teorisi ekseninde 1989 Bahar Eylemlerinin ortaya çıkış nedenleri, siyasi ve ideolojik hedefleri, örgütsel yapısı ve toplumsal sonuçları ele alınarak sınıfsal bir çıkarsama ve analiz yapılacaktır.
The 1989 Spring Protests constituted a significant class movement that emerged as a consequence of the political, economic and social transformations that occurred in Turkey towards the end of the 1980s. The protests were initiated with the objective of reorganising the working class and defending its rights. The movement's demands include the restoration of economic and social rights that were curtailed following the 12th September coup d'état and the elimination of absolute poverty, which has increased in conjunction with the 24th January decisions. The trade unions spearheading the Spring Actions placed considerable emphasis on the workers' demands for wage increases, enhanced working conditions, the expansion of social rights and political freedoms. The protests reached their zenith between 1987 and 1990, during which time they served to reinforce the spirit of unity, solidarity and struggle among the working class. The Spring Actions are regarded as a pivotal moment in the history of labour in Turkey. During the 12th September regime, when the economic and social rights of the working class were largely suppressed, the class affiliation exhibited in the Spring Actions again gave rise to concerns that it would threaten the existence of the new order created after 12th September. However, the Spring Protests marked a turning point, effectively ending the violent atmosphere and inaugurating a new era. The objective of this study is to ascertain how the Spring Protests of 1989 should be interpreted in the context of contemporary class theories. In order to respond to this question, the class theory proposed by Ralf Dahrendorf will be employed to examine the factors that led to the occurrence of the 1989 Spring Protests, including their political and ideological objectives, organisational structure, and social consequences.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Çalışma Ekonomisi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 24 Ekim 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Ekim 2024 |
Gönderilme Tarihi | 7 Haziran 2024 |
Kabul Tarihi | 1 Ekim 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 20 Sayı: ICMEB'24 Özel Sayı |