Aldous Huxley is a well-known English writer who has had a major influence on the subsequent writers directly or indirectly. A prolific writer of a variety of books including novels, short stories, essays, screenplays, and travel books, Huxley is especially famous for the novel Brave New World (1932). The novel depicts the World State in 632 A. F. (after Ford); it is controlled by Mustapha Mond, and people are born through artificial wombs. Since the novel was published, it has attracted much attention not only in the field of literature but also in the field of biology. Hailed as one of the most outstanding dystopian novels, the novel provides precise delineations of a racist and totalitarian regime, the World State, characterized by the advanced biotechnology, overpowering hedonism as well as deliberately devised emotional numbness. It is obvious that life, especially the biological existence of people, becomes not only the cornerstone but also the prey of politics—biopolitics. Michel Foucault’s term, biopolitics, is the basis of the biopolitical frame, within which, Brave New World is closely examined in this paper. The novel reflects a biopolitical aim which is to shelter and improve life through the biological regulation with advanced bio-science as well as biotechnology. In this respect, this study intends to carry out a detailed analysis of biopolitics reflected in Brave New World, represented by biological regulation pertaining to life making and setting, medicalization, and sexuality.
Aldous Huxley, sonraki kuşak yazarlar üzerinde doğrudan veya dolaylı olarak büyük etkisi olan tanınmış bir İngiliz yazardır. Romanlar, kısa öyküler, denemeler, senaryolar ve seyahat kitapları da dahil olmak üzere çeşitli türlerde eserler üretmiş bir yazar olan Huxley, özellikle Cesur Yeni Dünya (1932) romanıyla ünlüdür. Roman, F.S. (Ford’dan Sonra) 632 yılında geçmekte ve Mustapha Mond tarafından kontrol edilen ve insanların yapay rahimlerden doğduğu Dünya Devleti'ni tasvir etmektedir. En seçkin distopik romanlardan biri olarak kabul edilen roman, ırkçı ve totaliter bir rejimin, gelişmiş biyoteknoloji, bunaltıcı hazcılık ve kasıtlı olarak tasarlanmış duygusuzluk ile karakterize edilen Dünya Devleti'nin belirgin tasvirlerini sunmaktadır. Yaşamın, özellikle de insanların biyolojik varoluşunun, siyasetin -biyopolitikanın- yalnızca mihenk taşı olmakla kalmayıp aynı zamanda avı haline geldiği aşikârdır. Michel Foucault'nun biyopolitika kavramı, bu çalışmada Cesur Yeni Dünya'nın incelendiği biyopolitik çerçevenin temelini oluşturmaktadır. Roman, biyoteknolojinin yanı sıra ileri biyobilim ile biyolojik düzenleme yoluyla yaşamı korumaya ve iyileştirmeye yönelik biyopolitik bir amacı yansıtır. Bu bağlamda, bu çalışma, Cesur Yeni Dünya'da yansıtılan biyopolitikanın, hayat kurma ve düzenleme, tıbbileştirme ve cinselliğe ilişkin biyolojik düzenleme ile temsil edilen ayrıntılı bir analizini yapmayı amaçlamaktadır.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | İngiliz ve İrlanda Dili, Edebiyatı ve Kültürü |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |
ULAKBİM-DERGİPARK Bünyesinde Faaliyet Gösteren International Journal of Filologia (IJOF) Filoloji Alanında Yayımlanan Uluslararası Hakemli, Bilimsel Bir Dergidir.