Arapça kökenli bir sözcük olan ve İslam hukuku tabiriyle de bilinen fıkıh, en geniş anlamıyla Müslümanların hukuki bilgi ve birikimi ifade eder. Hem bir davranış biçimi olan hem de İslamiyet’in hukuk kurallarını temsil eden fıkıh, yüzyıllarca Müslümanlara birçok konuda rehberlik etmiş, onların bir sorunla karşılaşmaları durumunda sorunlara çözümler üretmesine katkıda bulunmuştur.
Karahanlı Devleti’nin hükümdarı Satuk Buğra Han’ın 10. yüzyılda İslamiyet’i kabul etmesi ve yayması üzerine Türkler, Müslümanlıkın esaslarını öğrenmek ve öğretmek için birçok eser yazmışlardır. İslamiyet’in esas kaynakları olan Kur’an ve Sünnet’in nasıl anlaşılması gerektiğine dair bir bilim dalı olarak kabul edilen pek çok fıkıh eserini de Türkçeye tercüme etmişlerdir. Bu makalede tanıtılan fıkıh metni de böyle bir amaçla kaleme alınmıştır.
Tercüme-i Sadru’ş-Şerîʻa, Sadru’ş-Şerîʻa’nın Şerhü’l-Vikâye olarak bilinen eserinin 17. yüzyılda Mevkûfâtî Muhammed Efendi tarafından Türkçeye yaptığı tercümesidir. Osmanlı Türkçesinin dil özelliklerini taşıyan ve Osmanlı medreselerinde yıllarca ders kitabı olarak okutulan bu tercüme eser, dört ciltten oluşmaktadır. Bu çalışmaya konu olan kısım, nikâh kitabı olarak da adlandırılan ikinci cildin 130b/06- 160b/14’ü kapsayan varaklarıdır.
Çalışmada, öncelikle Tercüme-i Sadru’ş-Şerîʻa adlı fıkıh kitabının yazarı ve mütercimi hakkında bilgi verilmiş, ardından da kitabın 130b/06- 160b/14’ü kapsayan varaklarının muhtevası, metnin imla, ses ve dil özelliklerinden bahsedilmiş ve metnin sonuna nüshadan örnek bir varak eklenmiştir.
Osmanlı Türkçesi Fıkıh Dil Özellikleri Tercüme-i Sadru’ş-Şerîʻa
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dil Çalışmaları, Dilbilim |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |
ULAKBİM-DERGİPARK Bünyesinde Faaliyet Gösteren International Journal of Filologia (IJOF) Filoloji Alanında Yayımlanan Uluslararası Hakemli, Bilimsel Bir Dergidir.