Türk kültürünün önemli değerlerinden olan mevlid yazma ve okuma geleneğinin Süleyman Çelebi’nin eserinden sonra rağbet gördüğü ve yayıldığı malumdur. Türkçe dışında farklı dillerde mevlidler yazıldığı gibi, Anadolu coğrafyası dışında farklı bölgelerde de mevlidler kaleme alınmıştır. Bu bağlamda olduğu iddia edilen mevlitlerden biri de Dağıstanlı Zekeriyya bin Abdülgaffar’a izafe edilen mevliddir. Kumuk Türklerinden olduğu söylenen, 1908 yılında hayatta olduğu anlaşılan Zekeriyya Efendi, Dağıstan’dan Nuhu şehrinden Bursa’ya göçmüştür. Hakkında başka bilgi bulunmamaktadır. Ancak yazma üzerindeki kayıtlardan Zekeriyya Efendi’nin eserin asıl müellifi değil, müstensihi olduğu anlaşılmaktadır. Müellifin ise mevlidde iki yerde mahlası geçen Müznib diye bir şair olması kuvvetle muhtemeldir. Bilinen tek yazma nüshası Zekeriyya Efendi’nin elinden çıkmış olan eserin tamamı 26 varak olup 14 Mart 1908’de Bursa’da yazılmıştır. Mevlidin asıl metni 393 beyit olup mesnevi nazım şekliyle yazılmıştır. Ancak yazmada, mevlidden önce ve sonra farklı nazım şekilleriyle yazılmış, mevlidle dolaylı yoldan alakalı müteferrik manzumeler de bulunmaktadır. Mevlidin muhtevasında Süleyman Çelebi mevlidinden bazı izler olmakla birlikte, ondan farklılaşan bölümler de vardır. Türk dünyasındaki Hz. Peygamber sevgisini ve mevlid tesirini yansıtması açısından önemli olan bu mevlid üzerinde bilindiği kadarıyla herhangi bir ilmi çalışma yapılmamıştır. Eserin dikkat çekici bir tarafı da dilidir. Bu mevlidde hem Batı Türkçesinden hem de Doğu Türkçesinden izler görülmektedir. Eserde Anadolu Türkçesinde kullanılmayan yahut arkaik sayılan bazı kelime ve ekler de kullanılmıştır.
Türk kültürünün önemli değerlerinden olan mevlid yazma ve okuma geleneğinin Süleyman Çelebi’nin eserinden sonra rağbet gördüğü ve yayıldığı malumdur. Türkçe dışında farklı dillerde mevlidler yazıldığı gibi, Anadolu coğrafyası dışında farklı bölgelerde de mevlidler kaleme alınmıştır. Bu bağlamda olduğu iddia edilen mevlitlerden biri de Dağıstanlı Zekeriyya bin Abdülgaffar’a izafe edilen mevliddir. Kumuk Türklerinden olduğu söylenen, 1908 yılında hayatta olduğu anlaşılan Zekeriyya Efendi, Dağıstan’dan Nuhu şehrinden Bursa’ya göçmüştür. Hakkında başka bilgi bulunmamaktadır. Ancak yazma üzerindeki kayıtlardan Zekeriyya Efendi’nin eserin asıl müellifi değil, müstensihi olduğu anlaşılmaktadır. Müellifin ise mevlidde iki yerde mahlası geçen Müznib diye bir şair olması kuvvetle muhtemeldir. Bilinen tek yazma nüshası Zekeriyya Efendi’nin elinden çıkmış olan eserin tamamı 26 varak olup 14 Mart 1908’de Bursa’da yazılmıştır. Mevlidin asıl metni 393 beyit olup mesnevi nazım şekliyle yazılmıştır. Ancak yazmada, mevlidden önce ve sonra farklı nazım şekilleriyle yazılmış, mevlidle dolaylı yoldan alakalı müteferrik manzumeler de bulunmaktadır. Mevlidin muhtevasında Süleyman Çelebi mevlidinden bazı izler olmakla birlikte, ondan farklılaşan bölümler de vardır. Türk dünyasındaki Hz. Peygamber sevgisini ve mevlid tesirini yansıtması açısından önemli olan bu mevlid üzerinde bilindiği kadarıyla herhangi bir ilmi çalışma yapılmamıştır. Eserin dikkat çekici bir tarafı da dilidir. Bu mevlidde hem Batı Türkçesinden hem de Doğu Türkçesinden izler görülmektedir. Eserde Anadolu Türkçesinde kullanılmayan yahut arkaik sayılan bazı kelime ve ekler de kullanılmıştır.
Klasik Türk Edebiyatı Mevlid Zekeriyya bin Abdülgaffar Müznib
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 26 Aralık 2022 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Sayı: 8 |
ULAKBİM-DERGİPARK Bünyesinde Faaliyet Gösteren International Journal of Filologia (IJOF) Filoloji Alanında Yayımlanan Uluslararası Hakemli, Bilimsel Bir Dergidir.