September 11, 2001 was a very important turning point for both the USA and the rest of the world. The first major terrorist attacks in the millennium era resulted in the adoption of an unprecedented concept of "preventive war" in international relations in consequence. Terrorist acts have been associated with war by the USA and the justification for a legitimate intervention (preventive war) has been established by establishing links with some states. Almost all of the work on the September 11 attacks focuses on the US operations against these attacks. However, the main point that is overlooked is that the American government firstly transformed its current domestic and foreign policies from the political agenda to securitization efforts and acted by legitimizing this. When viewed from a wider perspective, the efforts of the USA to spread this policy to the global level by imposing the securitization concept implemented by the United Nations Security Council and NATO on international organizations have also been observed. According to the study conducted within the framework of the Copenhagen School, it shows that the USA has secured its current domestic and foreign policy and took action on it. In addition, it has shown that the securitization efforts carried out after September 11, 2001 added a relatively legitimate spirit to the operations performed. Developments in and after September 11, 2001, continue to be important facts that are up-to-date in international relations even today due to their effects.
11 Eylül 2001 tarihi gerek ABD gerekse de dünyanın geri kalanı için çok önemli bir milat olmuştur. Milenyum çağında gerçekleştirilen ilk büyük terör saldırıları, sonuçları itibarıyla uluslararası ilişkilerde daha önce benzeri görülmemiş bir konseptin “önleyici savaş”ın benimsenmesine neden olmuştur. ABD tarafından terör eylemleri, savaş ile ilişkilendirilmiş ve bazı devletler ile de bağlantısı kurularak meşru bir müdahalenin (önleyici savaş) gerekçesi oluşturulmuştur. 11 Eylül saldırıları ile ilgili çalışmaların neredeyse tamamı ABD’nin bu saldırılara karşı icra ettiği operasyonlara odaklanmaktadır. Ancak gözden kaçırılan asıl nokta ise Amerikan hükümetinin öncelikle mevcut iç ve dış politikalarını siyaset gündeminden güvenlikleştirme çalışmalarına çevirmesi ve bunu meşrulaştırarak harekete geçmesidir. Daha geniş bir perspektiften bakıldığında ABD’nin uyguladığı güvenlikleştirme konseptini Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ve NATO gibi uluslararası örgütlere de dayatmak suretiyle bu politikasını küresel düzeye yayma çabaları da gözlemlenmiştir. Kopenhag Okulu çerçevesinde yapılan çalışmaya göre, ABD’nin mevcut iç ve dış politikasını güvenlikleştirdiği ve bunun üzerine eyleme geçtiğini göstermektedir. Bunun yanı sıra 11 Eylül 2001’in ardından gerçekleştirilen güvenlikleştirme çalışmalarının, icra edilen operasyonlara göreceli olarak meşru bir ruh kattığını göstermiştir. 11 Eylül 2001 tarihi ve sonrasındaki gelişmeler, etkileri itibarıyla bugün dahi uluslararası ilişkilerde güncelliğini koruyan önemli olgular olmaya devam etmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Uluslararası İlişkiler |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ekim 2021 |
Gönderilme Tarihi | 24 Ekim 2020 |
Kabul Tarihi | 11 Mart 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |
Veri Paylaşım Politikası
Bu dergi, yazarları bilimsel etik ve atıf kuralları ile kişisel hakların korunmasına yönelik evrensel ve yasal kriterler çerçevesinde kalırken araştırmaları sonucunda elde ettikleri verileri paylaşmaya teşvik etmektedir. Bu bağlamda IJPS, Budapeşte Açık Erişim Girişimi Deklarasyonunu (2001) benimser.