Gerçekliğin nesnel mi olduğu yoksa insan yorumlarından mı kaynaklandığı konusu iletişimin öneminin arttığı günümüzde iletişim felsefesinin de önemli bir konusudur. Bugün bireylerin zihinsel süreçlerinden kaynaklanan farklılıkların iletişim davranışındaki farklılıklara da sebep olduğu bilinmektedir. Bilgi edinme sürecimizin merkezinde sahip olduğumuz felsefi varsayımlar ve kabuller yatmaktadır. Felsefi anlamda esas olan nokta iletişim sürecinde gözlemlerimize dayanarak bir bilgiyi nasıl edindiğimizi ve anlamı nasıl kurduğumuzu ortaya koymaktır. Ancak algısal düzeyde, dışımızda olan dünyanın bilgisinin zihinsel süreçlerimizin varsayımlarından bağımsız olarak algılanıp algılanmadığı tartışması nesnellik tartışmalarının kalbini oluşturmaktadır.
Felsefe ve iletişim disiplinlerinde merkezi bir kavram olan nesnellik konusunda analitik felsefe ile iletişim alanının temalarını bir arada değerlendirmek nesnellik tartışmalarına farklı bir bakış açısı getirecektir. Bu çalışma ile algı düzeyinde nesnelliğin mümkün olup olmadığı sorusuna analitik felsefenin iki önemli figürü olan Fodor ve Churchland’in yürüttükleri tartışma bağlamında cevap aranmaktadır. Tartışmanın odak noktası, bilginin epistemolojik konumu ve bunun nesnellik bağlamında değerlendirilmesidir. Zihnin bilgiyi alma ve işleme süreçlerinin nasıl kavramsallaştırıldığı algısal süreçleri belirlemekte, bu da nesnellik tartışmalarında anahtar vazifesi görmektedir. Bu amaçla, çalışmada iletişim ve etkileşim süreçlerimizde algılarımızın oynadığı rollerin yanı sıra algı süreçlerimiz kapsülleme teorisinin epistemolojik sonuçları bağlamında tartışılmıştır. Ayrıca algıların güvenilirliği ve nesnellik ile ilişkisi Fodor ve Churchland’in yaklaşımları bağlamında tartışılmaktadır.
Sonuç olarak, algılar ve bilişsel süreçler arasında bir ayrım olup olmadığı ve bunun nesnelliği ne orada etkilediği tartışması halen devam etmektedir. Ancak Fodor'un kapsülleme teorisi ile en azından duyusal düzeyde bir nesnellik sağlamaya çalışması takdire şayandır. Aslında bu da nesnelliğin en azından giriş düzeyinde sağlandığını daha sonrasını garanti etmediğini ortaya koyar niteliktedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İletişim ve Medya Çalışmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Temmuz 2020 |
Gönderilme Tarihi | 17 Mayıs 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 50 |