Fotoğrafın icat edilmesi, sonrasında Osmanlılarda ilk uygulamalarının görülmesinden bugüne kadar fotoğraflar geçmişi geleceğe aktaran kültürel bir miras olarak görülmektedir. Özellikle de 1960'lı yıllardan itibaren Türk toplumunda aile toplantılarının olmazsa olmaz anlarından biri, fotoğraf albümlerine bakmak ve eski zamanlara dalıp yeni nesillere geçmişi aktarmaktır. En mahrem alanlar olan evlerde bakılan bu fotoğraf albümleri bir nevi ailenin gelecekteki nesillerine bir mirasıdır. Ancak günümüzde dijitalleşme ile birlikte en mahrem anların fotoğraflarının yer aldığı albümlerinin neredeyse yok denecek kadar azaldığı mahremiyetin de kişinin kendi rızasıyla başkaları tarafından beğenilme arzusuyla sosyal medya ortamlarında hiç çekinilmeden paylaşıldığı görülmektedir. Bu çalışmanın amacı da sosyal medya ortamlarında paylaşılan özel anlara ilişkin fotoğrafların kişisel rızayla mahremiyet algısındaki dönüşümünü örnekler üzerinden yorumlayabilmektir. Çalışma, nitel araştırma yöntemi olan doküman analizi yöntemiyle literatür kapsamında anlatılanları açıklayabilme kapasitesi bakımdan en yüksek verileri içeren bir fotoğraf paylaşım sitesi olan Instagram üzerinden rastgele yöntemle seçilen fotoğrafların analizini içermektedir. Analiz sonucunda, bireylerin aile, çocuk, doğum anı, evlilik kurumu, çalıştıkları kurumun mahremiyeti gibi her türlü mahrem alanlarını ve toplumsal bir statü kazanabilmek adına maddi varlıklarını kendi rızalarıyla ifşa ettikleri görülmüştür. Ayrıca "canım kendim" hashtagi ile paylaşım yapan kullanıcıların gözetlenme isteği ve beğenilme arzusuyla paylaşım yaptığı bir ortamda, narsist kişiliklerin arttığı ve modernleşme adı altında sosyal medya ortamlarında yaratılan kurguyla cehalet çıkmazına sürüklenen bir toplumun oluştuğu görülmüştür.
Mahremiyet Mahremiyetin İhlali Fotoğraf Sosyal Medya Instagram
Since the invention of photography and its first applications in the Ottomans, photographs are seen as a cultural heritage that transmits the past to the future. Especially since the 1960s, one of the indispensable moments of family gatherings in Turkish society is to look at photo albums and to dive into the old times and transfer the past to the new generations. These photo albums, which are kept in homes, which are the most intimate areas, are a legacy of the family to future generations. However, nowadays, with the digitalization, it is seen that the albums containing the photographs of the most intimate moments are almost non-existent and the privacy is shared without any hesitation in social media environments with the desire to be liked by others with the consent of the person. The aim of this study is to interpret the transformation of the perception of privacy with personal consent, through examples, of photos of special moments shared on social media. The study includes the analysis of randomly selected photographs on Instagram, a photo sharing site that contains the highest data in terms of the capacity to explain what is described in the literature with the document analysis method, which is a qualitative research method. As a result of the analysis, it was seen that individuals disclose all kinds of intimate areas such as family, child, date of birth, marriage institution, privacy of the institution they work in, and their material assets in order to gain a social status. In addition, it has been observed that in an environment where users who post with the hashtag "dear myself" share with the desire to be watched and liked, narcissist personalities increased and a society was formed in a society that was dragged into a dilemma of ignorance with the fiction created in social media environments under the name of modernization.
Privacy Violation of Privacy Photography Social Media Instagram
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İletişim ve Medya Çalışmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2021 |
Gönderilme Tarihi | 9 Nisan 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 54 |