Güvenlik kavramının ne olduğu, nasıl tanımlandığı ve tanımlanan güvenliğin ne şekilde korunup geliştirileceği güvenlik ile ilgili tartışmaların özünü oluşturmayı sürdürürken ulusal güvenlik paradigmasının medya ile ilişkisi sorunlu bir husus olarak ortaya çıkmaktadır. Kitle iletişim araçlarından oluşan medyanın günümüzde bireysel, toplumsal ve siyasal yaşamı kuşatıcı gücü dikkate alındığında özellikle ulusal güvenlik- medya ilişkisi daha karmaşık bir boyut kazanmaktadır. Nitekim “ulusal güvenlik söz konusu olduğunda medya nasıl bir pozisyon belirlemelidir ya da güvenlikle alakalı meselelerde medyadan beklenen nedir?” biçimindeki sorular gündeme gelmektedir. Bu kapsamda kaleme alınan bu çalışmanın amacı da ulusal güvenlik ve medya ilişkisine Kopenhag Okulu’nun güvenlikleştirme (securitization) teorisi ışığında bakarak güvenlik ve medya ile ilgili çalışmalara kuramsal bir katkı sağlamaktır.
While the debate continues about what the concept of security is, how it is defined, how it is protected and developed, the relationship between the national security paradigm and the media appears to be problematic. Considering the power of the mass media which covers individual, social and political life, the national security-media relationship is becoming more complex. Thus, questions such as “In case of national security, what kind of position should the media determine or what is expected on the media regarding security- related issues?” come to the fore. In this context, the purpose of this study is to discuss the relationship between national security and media in the light of the securitization theory of the Copenhagen School and thus to make a theoretical contribution to security and media studies.
Security Copenhagen School Securitization Media Turkish Media
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İletişim ve Medya Çalışmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Aralık 2019 |
Gönderilme Tarihi | 25 Eylül 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 49 |