Dilekçe hakkının bir biçimi olarak bilgi edinme hakkı, modern anayasal devletin biçimlenmesi sürecinde köşe taşlarından biridir ve düşünce ve düşünceyi açıklama özgürlüğüyle olduğu gibi yurttaşın yönetimden hesap istemesi hakkıyla da yakından ilgilidir. Türkiye’de kamusal otoritenin eylem ve işlemlerini “kamu”ya açmasının bir aracı olarak bilgi edinme hakkı uygulamaları, 2000’li yılların başında gündeme geldi ve ulusal mevzuatın bir parçası oldu; 2015 yılı itibariyle de onuncu yılını kutladık.
Makalede, Türkiye’de bilgi edinme hakkı uygulamaları, ilk on yıllık dönem ve dünyada bu konudaki deneyimler ve tartışmalar göz önüne alınarak incelenecektir. Çalışmanın temel amacı, Bilgi Edinme Hakkı mevzuatı çerçevesinde yapılan düzenlenmelerin ve uygulama sürecinde karşılaşılan sorunların ele alınmasıdır. Bilgi edinme hakkı kapsamındaki veri ve istatistiklerin yanı sıra, bilgi edinme hakkının uygulanmasına içtihatlarıyla yön verici bir kurul olan Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu’nun kararlarına da odaklanılacaktır. Çünkü kurul, tıpkı Avrupa Ombudsmanı gibi bilgiye erişme isteğinin kısmen veya tamamen reddedilmesi durumunda, söz konusu kararı denetleyen son merci konumundadır. Makalenin son bölümü ise, Türkiye örneğinde, bilgi edinme hakkı uygulamalarının, yurttaş ile devlet arasındaki etkileşime ve kamusal alanın yeniden canlanmasına nasıl katkı sağlayacağına ilişkin değerlendirme ve önerilere ayrılmıştır.
Bilgi Edinme Hakkı Yönetimin Eylem ve İşlemlerinin Açıklığı Yönetimin Hesap Verebilirliği Siyasal Kamusal Alan Devlet lie Yurttaşlar Arasında İletişim
The right to information as a form of right to petition is one of the cornerstones in the formation of the modern constitutional state and has important ties with the freedom of thought and expression as well as citizens’ right to ask their administration to be accountable. In Turkey, the practices related with the right to information, as the instrument of making the acts and actions of the government “public”, came to the agenda on the eve of 2000s, became part of the national legislation, and as of 2015, we commemorated its 10th anniversary.
In the article, the right to information practices will be analyzed by considering the first ten-year period of the practices in Turkey, and also regarding the worldwide experiences and discussions around the issue. The main aim of the study is to elaborate certain practices of the right to information, regulated in the legislation related with the Right to Information in Turkey, and problems encountered in the application process. Also this article will focus on the applications to the Council of Cassation of Right to Information in Turkey since this Council, like European Ombudsman, is the final authority to review the decisions related with partial or full refusal of the access to the information and documents. The last part of the article is reserved for the evaluations and recommendations on how the practices of right to information contributes to the interaction between citizens and the government and to revive public sphere in the case of Turkey.
Right to Information Publicity of Governmental Acts and Actions Accountability of Administration Political Public Sphere Communication Between Government and Citizens
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | İletişim ve Medya Çalışmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Aralık 2016 |
Gönderilme Tarihi | 25 Eylül 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Sayı: 43 |