Bu çalışmada yakın-planlar, duygulanım-imge kavramı üzerinden tartışılmıştır. Bu tartışma iki kutup üzerinden yapılmıştır. Kutuplardan birincisi canlıların arasındaki uzamsal mesafelerin psikolojik etkisi üzerine öne sürülmüş olan proksemi kavramı, ikincisi ise yüz ifadeleri ve yüzün hatlarının duygularla olan ilişkisidir. Sinemanın yakın planlarının gücü duygulanımın-imgesini sunabilmesindedir. Kameranın hareketi ile yaklaşmak ve dokunsal bir mesafeye ulaşmak, duygulanımın alanına giren ve görüntüye bakana doğrudan bir etki oluşturan özel bir potansiyellik taşımaktadır. Aynı zamanda yüzler ve yüz ifadeleri duygunun kendisini taşıyan herhangi bir temsil ilişkisine dayanmadan duygulanımı yaratan unsurlardır. Bu bağlamda proksemi kavramı, yüzün ifadesel yetkinliği ve duygulanım-imge kavramı arasında bir bağlantı kurulmuştur.
The purpose of this work is to discuss close-up shots on the basis of the affection- image concept. The discussion follows a bipolar approach; the first one is the notion of proxemics which brings forward the psychological influence of spatial distance between living things, while the second one is the relationship of facial expressions and features with emotions. The power of cinematic close-up shots derives from their ability to exhibit the image of affection. Drawing closer with the camera movement and arriving at a tactile distance has a specific potential that falls within the sphere of affection and directly affects the viewer. Moreover, faces and facial expressions create affection without being predicated on any representational relation, therefore conveying the emotion itself. In this context, an attempt will be made to establish a connection among the notion of proxemics, the expressive competence of faces and affection-image.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İletişim ve Medya Çalışmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 22 Temmuz 2016 |
Gönderilme Tarihi | 25 Mart 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Sayı: 42 |