Ulus devlet anlayışı ile kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nde ulus bilincinin aşılanabilmesi ve bir kimliğe ait olma bilincinin inşa edilebilmesi için önemli bir araç olan eğitim, halkın yeni yönetim anlayışına ve devlete adaptasyonun önemli bir aracı olarak görülmüş ve tek yönlü halkla ilişkiler faaliyetleri kapsamında ele alınmıştır. Dil, tarih ve kültürün yanı sıra yönetsel açıdan politikaların halk tarafından kabulünün sağlanabilmesi ve en önemlisi tek bir potada erime olarak tabir edilen ulusun yetiştirilmesi için eğitim dönemin siyasetçi ve yöneticileri açısından önemini korumuştur. Bu bağlamda sadece okullar değil toplumun tamamı hedef olarak belirlenmiş ve dolayısıyla uygulanan politikalar bir bütün halinde ülkenin tamamını kapsamıştır. Buna göre ilkokullardan itibaren devletin üst düzey yöneticilerine kadar toplumun bütününü etkileyen politikalar kapsamında tek yönlü halkla ilişkiler faaliyetleri yürütülmüştür. Bu kapsamda Osmanlı İmparatorluğu ardından Türkiye Cumhuriyeti idarecileri tarafından değiştirilen Tevhid-i Tedrisat Kanunu, eğitim sistemi, eğitim müfredatı, tek tip kitap politikası, eğitimde cinsiyet eşitliği, harf inkılabı gibi uygulamalar ve Türk Ocakları ve Halkevleri gibi kuruluşlar aracılığıyla eğitim, ulus bilincinin benimsetilebilmesi amacıyla halkla ilişkiler faaliyetleri olarak kavranmıştır.
In the Republic of Turkey, which was established with the understanding of a nation-state, education, an important tool for instilling national consciousness and constructing a sense of belonging to an identity, has been perceived as a significant means of adaptation to the new governance concept and the state, and has been approached within the scope of one-way public relations activities. Education has maintained its importance for politicians and administrators in terms of ensuring the acceptance of policies by the public from a managerial perspective, as well as the cultivation of a unified nation, commonly referred to as melting in one pot, along with language, history, and culture. In this context, not only schools but also the entire society has been targeted, and therefore, the implemented policies have encompassed the entire country as a whole. Accordingly, one-way public relations activities have been carried out within the policies that have influenced the whole society, from primary schools to top-level government officials. Within this framework, the Law of Unionization of Education, which was modified by the administrators of the Ottoman Empire and later by the Republic of Turkey, the education system, curriculum, uniform book policy, gender equality in education, and practices such as the alphabet reform, as well as institutions such as Turkish Hearths and People's Houses, have been perceived as public relations activities in education aiming to instill national consciousness.
Nation Nation State Nation Consciousness Public Relations Education
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İletişim Çalışmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Ekim 2023 |
Gönderilme Tarihi | 9 Temmuz 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 64 |