Dijital kültür henüz yeni ve karmaşık bir kavram gibi görünmektedir. Onun tarihsel bir karmaşayı anımsatan görüntüsü, belirsizlik izlenimi uyandırmaktadır. Bu durumu, dijitalliğe karşı takınılmış olan modern tavırla açıklamak mümkündür. Bu bağlamda akılcı ve bilimsel düşünce, dijitali genelde modern düşünce perspektifinden yorumlamaya girişir. Öyle ki yapısı itibariyle ilerleme ve biriktirme sistematiğinden ayrı hareket edemeyen modern düşünce, dijital kültürün modern sonrası olarak nitelendirilen yapısını çözümleyebilme konusunda aciz kalmaktadır. Her ne kadar dijital gelişmelere, bir anlamda mistifikasyon kazandırılarak bu sorun aşılmaya çalışılsa da bu çabanın sonucunda, biçimsel açıdan geleceğe ve üretime; içerik açısından ise geçmişe ve tüketime öykünen belirsiz bir toplum / kitle yığını doğmuştur. Bu yüzden şimdiye değin yapılmış en belli “belirsiz toplum” tanımına yine kitlede rastlanır. Böylesine bir tarihsel bunalımın doğmasına neden olan şey ise biz modernlerin sınırsız üretim, kesinlik ve anlam takıntısı olmuştur. Söz konusu bu ısrar dijital kültür ile buluştuğunda hız kazanmış ve görsel tüketim üzerinden ilerleyen belirsiz ve anlamsız bir yapılanmaya dönüşmüştür. Bu belirsizlik durumu, ilkellere ilişkin düşünsel (mistik), kültürel (simgesel) belirsizliğin de ötesine geçerek belirsizliğin bir kopyasına, yani belirsizliğin belirsizliğine benzemiştir.
Digital culture seems to be a new and complex concept. Its appearance, reminiscent of a historical confusion, gives the impression of uncertainty. This can be explained by our modern attitude towards digitality. We treat digitality as a cumulative sum of things and values. In fact, modern thought, which cannot act separately from the systematic of progress and accumulation, is incapable of analyzing the structure of digital culture, which is characterized as post-modern. Even though this problem has been tried to be overcome by mystifying digital developments, this modern endeavor has resulted in an indeterminate society and mass that emulates the future and production in terms of form, and the past and consumption in terms of content. This is why the most ambiguous definition of society ever made is found in the mass. So much so that this situation has gone beyond the cultural ambiguity of primitives and resembles the ambiguity of ambiguity. What has led to such a historical crisis is our modern obsession with unlimited production, precision and perfection.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İletişim Teknolojisi ve Dijital Medya Çalışmaları |
Bölüm | Teorik Makale |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 23 Aralık 2023 |
Gönderilme Tarihi | 10 Temmuz 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 65 |