Dünyada politik dengeler değişmekte ve uluslararası ticaret ortamını yönlendiren paradigmalar farklılaşmaktadır. Ülkeler artık piyasalara ne çok kötümser, ne de çok iyimser yaklaşmaktadırlar ve ikisinin ortası “normal” bir tutum izlemeye çalışmaktadırlar. “Yeni normal”, ülkelerin bir sonraki parlak büyüme ve yükselişi bekleyeceği bir dönem değil, aksine bu ikisi arasındaki normal dengeye alışmaları gereken bir durum olarak ifade edilmektedir. 2008 Krizinin ardından, hemen hemen tüm ülkeler toparlanmayı sağlayan mali uyaranları tercih ettiğinde, çoğu hükümet muhafazakâr bir mali duruşu benimseyerek kemer sıkma politikasına yönelmiştir. Günümüzde talebin genel zayıflığı göz önüne alındığında, küresel ticaret, herhangi bir grup ülke için bir teşvik olarak hizmet vermeyi vaat etmemektedir. Her ne kadar 2015 ve 2016 yıllarındaki önemli yavaşlamalardan sonra, küresel ticaret 2017 yılının başında bazı toparlanma belirtileri göstermişse de, şu ana kadar ticaret ılımlı bir seyir izlemektedir ve uzun dönemde dayanıklılığı sorunu söz konusudur. Günümüzde ticaretin karşı karşıya kaldığı en önemli sorunlardan biri politik faktörlerden giderek daha fazla etkilenmesidir. Özellikle, ticaret politikasının kullanımları ve suiistimalleri konusundaki tartışmalar son birkaç yılda daha belirgin bir şekilde artmıştır ve devam eden korumacı söylemlerin nihayetinde kısıtlayıcı politikalara dönüşeceği konusunda gerçek bir risk vardır. Son yıllarda, Çin uluslararası ticarette ana oyuncu olarak ortaya çıkmış, Doğu Asya ve dünya ekonomilerinde giderek daha önemli bir rol oynamaya başlamıştır. Çin’in ekonomik büyüme hızı, tarihi çift haneli rakamlardan % 6–7 seviyelerine düşmüştür. Çin hükümeti ekonomisini daha az hızlı ancak daha sürdürülebilir ekonomik büyümeye ulaştırmak için yeniden dengelemeye çalışmakta ve bu konuda birtakım reformlara gitmektedir. Bu çerçevede, “yeni normal”, zorlukları ve fırsatları bağlamında iyi değerlendirilmelidir. Bu çalışmada “yeni normal” olarak adlandırılan süreç içerisinde uluslararası ticaretin nasıl değiştiği tartışılacaktır.
Political equilibrium is changing in the world and the paradigms that direct the international trade environment are different. Countries no longer look too pessimistic or very optimistic about the markets, and the middle of both try to follow a new normal attitude. The new normal is not a period for countries to wait for the next bright growth and rise, but rather as a condition to be accustomed to the normal balance between the two. After the crisis of 2008, when almost all countries opted for the recovery of financial stimuli, most governments adopted a conservative fiscal stance and turned to austerity policy. Given the overall weakness of demand today, global trade does not promise to serve as an incentive for any group of countries. Although global trade shows some signs of recovery in early 2017 after significant slowdowns in 2015 and 2016, trade has so far followed a moderate course and has long-term durability. One of the most important problems facing trade today is that it is increasingly affected by political factors. In particular, the debate on the uses and abuses of trade policy has increased significantly over the past few years, and there is a real risk that continuing protectionist discourses will eventually turn into restrictive policies. In recent years, China has emerged as the main player in international trade and has started to play an increasingly important role in East Asian and in world economies. China's economic growth rate fell to %6-7% from historical double-digit figures. The Chinese government is trying to rebalance its economy to achieve less rapid but more sustainable economic growth. In this context, the new normal should be well evaluated in the context of its challenges and opportunities. In this study, how the international trade changes in the process called new normal will be discussed.
New Normal Global Trade Protectionism China Political Economics
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Eylül 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 4 Sayı: 15 |