Artan küresel çevresel zorluklar karşısında, biyoçeşitlilikle ilgili hususların iş stratejilerine entegre edilmesi bir zorunluluk haline gelmiştir. Bu çalışma, rekabet gücü ve kârlılık ile biyoçeşitliliğin korunmasını uzlaştırmaya yönelik yenilikçi bir yaklaşım olarak biyoçeşitliliği işletme stratejisine entegre etmenin dinamiklerini araştırmaktadır. Sürdürülebilir olmayan uygulamaların habitat tahribatına, tür kaybına ve çevresel bozulmaya nasıl yol açtığını açıklayarak iş uygulamalarının biyoçeşitlilik üzerindeki birçok etkisini incelemektedir. Vaka çalışmalarını analiz ederek, şirketlerin işletme modellerinde stratejik değişiklikler yoluyla biyoçeşitliliğin korunmasına nasıl aktif katkıda bulunabileceklerini göstermektedir. Tartışmanın merkezinde, biyoçeşitliliğin temel bir ticari varlık olarak kavramsallaştırılması yer almaktadır. Makale, biyoçeşitliliği uzun vadeli iş esnekliği ve verimliliğinin temelini oluşturan temel bir kaynak olarak kabul eden bütünsel bir bakış açısının benimsenmesi için ikna edici argümanlar sunmaktadır. Şirketler, biyoçeşitliliği entegre etme ilkelerini uygulayarak sürdürülebilir tedarik zincirleri oluşturabilir, inovasyonu teşvik edebilir ve değişen pazarda rekabet avantajı elde edebilirler.
In the face of escalating global environmental challenges, it has become imperative to integrate biodiversity considerations into business strategies. This study explores the dynamics of integrating biodiversity concerns into corporate strategy as an innovative approach to reconciling competitiveness and profitability with biodiversity conservation. It examines the many impacts of business practices on biodiversity, explaining how unsustainable practices lead to habitat destruction, species loss and environmental degradation. By analyzing case studies, the paper shows how companies can become active contributors to biodiversity conservation through strategic changes in operating models. At the heart of the discussion is the conceptualization of biodiversity as a fundamental business asset. The paper presents a compelling case for adopting a holistic view that recognizes biodiversity as an essential resource underpinning long-term business resilience and productivity. By applying the principles of integrating biodiversity, companies can build sustainable supply chains, drive innovation, and gain a competitive advantage in a changing market.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Strateji, Yönetim ve Örgütsel Davranış (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 25 Ekim 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 28 Ekim 2023 |
Gönderilme Tarihi | 11 Ağustos 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 8 Sayı: 22 |
Bu dergide yayınlanan tüm makaleler Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.