People were created with the reality of being tested in various ways and for different reasons. The Qur’ān confirms this fact by reporting the tests that many individuals and societies, including the prophets, have experienced throughout history. While people may be subjected to tests of their own will, they may also face tests that exceed their will. It can be said that every calamity that causes distress and torment is a great test for every person who suffers from it. In this context, natural disasters are among the troubles that are a test for people. However, there is an important point that should not be forgotten. The real test does not include only the moment when the disaster occurs, but the period after it. As a matter of fact, in times of distress, most people tend to turn to Allah, regardless of their emotions, beliefs or tendencies. Because, in the face of the difficult situation they are in, people first realize their own helplessness. People who realize their helplessness realize at that moment that the only one who can save them from such a difficult situation is Allah, the only one white infinite power, rather than any other helpless being like themselves. Naturally, with this understanding and insight, people tend to pray to Allah, voluntarily or unintentionally, in such situations. Because such people forget that the situation they are in is a real test, they do not refrain from exhibiting behaviours that should not be taken. However, some of the people who turn to Allah in times of trouble may move away from the awareness of the test after the trouble is over and they are at peace. These types of people, whom the Qur’ān concretizes through various examples, are those who forget the severity of the moment of distress and begin to make mistakes again. As a result, even if he has patiently faced the moment when the disaster came, he may have become loser in the test because he could not exhibit the behaviours expected from him in the following process. Unfortunately, people who move away from this awareness are those who try to turn the times that turn into a crisis environment after a disaster into an opportunity. However, the Qur’ān reminds people of their duties and responsibilities in times of trouble and calamity, and also points out what should not be done. Accordingly, after a great test such as a natural disaster, it advises people to maintain patience and fortitude in the face of the difficult situation and to come to the aid of those in need with sincerity and in an earnest way, while it also prevents negative attitudes that should be avoided in such situations. We have realized, through the Qur’ān, that in such times, those who pass the real test are those who, with the permission of Allah, are free from hypocrisy and do good deeds without reward. In this context, in our study, the earthquake, which is one of the calamities that we may encounter as a test, and the duties and responsibilities of people after it will be examined, specifically the February the 6th earthquakes. The negative and positive behaviours that emerged after the earthquake will be evaluated according to the Qur’ān, and what should and should not be done will be tried to be determined in the light of the verses.
Tafsīr Qur’ān Test Natural Disaster Earthquake Responsibility
İnsanlar çeşitli şekillerde ve farklı gerekçelerle imtihan edilme hakikati ile yaratılmışlardır. Kur’ân, tarih boyunca peygamberler de dahil pek çok bireyin ve toplumun yaşadıkları imtihanları bildirerek bu gerçeği teyit etmektedir. İnsanlar, bizzat kendi iradeleri ile imtihanlara maruz kalabilecekleri gibi onların iradesini aşan boyutlarda imtihanlarla da karşılaşabilmektedir. Sonucu sıkıntı ve eziyet veren her musibet, ona muhatap olan her insan için büyük bir imtihandır denilebilir. Bu çerçevede doğal afetler de insanlar için imtihan niteliğinde gelen musibetlerdendir. Ancak unutulmaması gereken önemli bir husus bulunmaktadır. İmtihan sadece musibetin geldiği an değil, musibetin tesirlerinin ortadan kalkmaya başladığı sonrasındaki süreci de kapsamaktadır. Nitekim sıkıntı anında hangi tür duygu, inanç ya da eğilime sahip olursa olsun insanların çoğu zaten Allah’a yönelmeye meyillidirler. Çünkü içinde bulunduğu sıkıntılı durum karşısında insan ilk etapta kendi acziyetinin farkına varmaktadır. Acizliğini idrak eden insanlar onu böyle meşakkatli bir durumdan kurtarabilecek olanın, kendi gibi aciz başka herhangi bir varlık yerine kudreti sonsuz yegâne güç sahibi Allah olduğunu o anda anlamaktadırlar. Doğal olarak bu anlayış ve kavrayışla insanlar böyle durumlarda istemli ya da istemsiz Allah’a dua etmeye yönelmektedirler. Fakat sıkıntı anında Allah’a yönelen insanlardan bazıları, sıkıntı geçtikten ve huzura erdikten sonra imtihan bilincinden uzaklaşabilmektedirler. Kur’an’ın da çeşitli örnekler üzerinden somutlaştırmak suretiyle verdiği bu tip insanlar, sıkıntı anının şiddetini unutarak yeniden hata yapmaya başlayanlardır. Ne yazık ki bu bilinçten uzaklaşan insanlar, musibet sonrası kriz ortamına dönüşen zamanları, fırsata dönüştürme gayretinde olanlardır. Böyle insanlar, içinde bulundukları durumun hakiki bir imtihan olduğu gerçeğini unuttukları için yapılmaması gereken tavırları sergilemekten de geri kalmamaktadırlar. Bunun neticesinde de musibetin geldiği anı sabrederek karşılamış olsa dahi devamında gelen süreçte kendisinden beklenen davranışları sergileyemediği için belki de imtihanın da kaybeden durumuna düşebilmektedir. Halbuki Kur’ân, sıkıntı ve musibet anlarında insanlara düşen görev ve sorumlulukları hatırlatarak, yapılmaması gerekenlere de işaret etmektedir. Buna göre, doğal afet gibi büyük bir imtihan sonrası insanlara, bulunduğu sıkıntılı durum karşısında sabır ve metanetini koruyarak ihlâs ve samimiyetle yardıma muhtaç olanların yardımına koşmayı tavsiye ederken, böyle durumlarda kaçınılması gereken menfi tavırların da önünü kesmektedir. İşte böyle zamanlarda asıl imtihanı kazananların da Allah’ın izniyle riyadan uzak ve karşılıksız iyilik yapanlar olduğunu yine Kur’ân vasıtasıyla idrak etmiş bulunmaktayız. Bu çerçevede çalışmamızda, bir imtihan olarak karşımıza çıkabilecek musibetlerden biri olan deprem ve sonrasında insanlara düşen görev ve sorumluluklar, 6 Şubat depremleri özelinde irdelenecektir. Deprem sonrası ortaya çıkan menfi ve müspet davranışların Kur’ân’a göre değerlendirilmesi yapılarak, yapılması ve yapılmaması gerekenler ayetler ışığında tespit edilmeye çalışılacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Tefsir |
Bölüm | MAKALELER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Aralık 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |
İlahiyat Akademi Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.