The Taliban's seizure of power in Afghanistan has generally pleased jihadist groups around the world. The Islamic Emirate was re-established in Afghanistan by the Taliban after the end of the 20-year US occupation when the last US soldier left Kabul on August 30th, 2021. That was seen as a complete "victory" day for many Sunni Jihadist groups around the world. However, it is feared that the Taliban's success will usher in a new era of jihadism in the Middle East and Central Asia. It is feared that more radical organizations inspired by the Taliban will rise against the existing governments in these regions, overthrow them, and rule these countries in line with their ideology. It is also feared that jihadist groups will seek to come to the fore with large-scale global attacks, with al-Qaeda and ISIS affiliates expected to pose the biggest threat in this regard. This is because while the Taliban has a regional influence as a structure with territorial sovereignty over Afghanistan and its surroundings, Al-Qaeda and ISIS have defined their sphere of influence on a global scale, and thus have defined their area of struggle as the whole world. However, other sub-jihadist organizations affiliated with these two organizations, which operate regionally, can act on a country and regional basis. Although these groups have weakened in recent years, they are still active. In general, what all three organizations have in common is that they adopt a strict interpretation of Sunni Islam. Accordingly, these organizations, which believe that Islam has moved away from its essence and principles of faith, want Islam to be lived as it was when it first emerged and to interpret Islamic rules purely without adapting them to today's conditions. In other words, they aim to implement a political, economic, and social order based on Islamic rules and principles and want pure Islam to be practiced in all areas of life. They claim that the salvation of humanity can only be achieved by making Islam dominant in all areas of life and that man-made ideologies cause inequality and injustice among people. For this reason, all three organizations believe that social and political life cannot be separated from religious issues and therefore justify using violence for the sake of faith. This is also an essential duty for “true Muslims”. On the other hand, these organizations have a negative belief that those who do not fight for this purpose are “bad Muslims”. In other words, all three organizations see taking over political life as necessary to achieve Islamic life or to make the rules of Islam prevail. On the other hand, these three organizations differ in terms of ideology and methodology to achieve this goal. This study systematically examines the ideological and methodological similarities and differences of these three jihadist organizations and how they differ from each other.
Sociology of Religion Psychology of Religion Jihadist Groups Ideology Psychology of Radicalization Al-Qaeda ISIS Taliban
Taliban'ın Afganistan'da yönetimi ele geçirmesi genel olarak dünyanın dört bir yanındaki cihatçı grupları memnun etmiştir. Son ABD askerinin 30 Ağustos 2021’de Kabil'i terk etmesiyle 20 yıllık ABD işgalinin resmen sona ermesinin ardından Taliban tarafından Afganistan'da yeniden kurulan İslam Emirliği, dünya çapındaki pek çok Sünni Cihatçı grup için tam bir “zafer” günü olarak görülmüştür. Ancak Taliban'ın bu başarısının ardından Orta Doğu ve Orta Asya'da yeni bir cihatçılık döneminin başlamasından korkulmaktadır. Çünkü Taliban'dan ilham alan daha radikal örgütlerin bu bölgelerdeki mevcut hükümetlere karşı ayaklanmasından, bu hükümetleri devirmesinden ve bu ülkeleri kendi ideolojileri doğrultusunda yönetmesinden korkulmaktadır. Ayrıca cihatçı grupların büyük çaplı küresel eylemlerle gündeme gelmek istemesinden korkulurken, bu konuda en büyük tehdidin el-Kaide ve IŞİD’e bağlı gruplardan gelmesi beklenmektedir. Zira Taliban genel olarak Afganistan ve çevresi ile sınırlı olarak bir egemenlik ve nüfuz oluştururken bir başka ifadeyle bu bölge üzerinde alan hakimiyetine sahip bir yapı olarak bölgesel bir etkiye sahip olurken el-Kaide ve IŞİD nüfuz alanını küresel ölçek olarak belirlediklerinden mücadele alanlarını tüm dünya olarak belirlemişlerdir. Ancak söz konusu bu iki örgüte bağlı bölgesel anlamda faaliyet gösteren diğer alt cihatçı örgütler sayesinde ülke ve bölge temelinde eylem kapasitesine sahip olabilmektedirler. Söz konusu gruplar son yıllarda zayıflamış olsalar da hâlâ faaliyet gösterebilmektedirler. Genel olarak her üç örgütün de ortak noktası Sünni İslam'ın katı bir yorumunu benimsemeleridir. Buna göre İslam'ın özünden ve itikat esaslarından uzaklaştığını düşünen bu örgütler, İslam'ın ilk ortaya çıktığı dönemdeki gibi yaşanmasını ve İslamî kuralların günümüz şartlarına uyarlanmadan saf bir şekilde yorumlanmasını istemektedir. Bir başka deyişle İslamî kural ve kaidelerin esas alınarak siyasal, ekonomik ve sosyal bir düzenin hayata geçirilmesini amaç edinerek hayatın her alanında saf İslam’ın uygulanmasını istemektedirler. İnsanlığın kurtuluşunun ancak İslam’ın hayatın tüm alanına hakim kılınmasıyla elde edilebileceğini insan eliyle üretilen ideolojilerin insanlar arasında eşitsizliğe ve adaletsizliğe sebep olduğunu insanlığın bu düzenden kurtulabilmesi için özü bozulmamış İslam’ın tüm dünyada hakim kılınmasını iddia etmektedirler. Bu nedenle her üç örgüt de sosyal ve siyasi hayatın dini konulardan ayrı tutulamayacağına bu nedenle inanç uğruna şiddet kullanmayı meşru görmektedirler. Bu aynı zamanda “gerçek Müslümanlar” için asli bir görevdir. Diğer taraftan söz konusu örgütlerde bu amaç için savaşmayanların “kötü Müslümanlar” olduğuna dair olumsuz bir inanç bulunmaktadır. Yani her üç örgüt; İslami hayata ulaşmak ya da İslam'ın kurallarını hâkim kılmak için siyasi hayatı ele geçirmeyi bir gereklilik olarak görmektedirler. Öte yandan bu üç örgütün bu amaca ulaşmak için ideoloji ve metodoloji açısından birbirlerinden farklılaştığı görülmektedir. Bu çalışma, söz konusu bu üç cihatçı örgütün ideolojik ve metodolojik benzerliklerini ve farklılıklarını ortaya koyarken hangi konularda birbirlerinden ayrıştıklarını sistematik olarak incelemektedir.
Din Sosyolojisi Din Psikolojisi Cihatçı Gruplar İdeoloji Radikalleşme Psikolojisi El - Kaide IŞİD Taliban
Yazar, bu makalede araştırma ve yayın etiğine uyulduğunu beyan etmektedir. Bu araştırma için Etik Kurul İzni gerekmemektedir.
Yazar, çalışmada herhangi bir finans/teşvik kullanılmadığını beyan etmektedir.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Din Sosyolojisi, Din Psikolojisi, Sosyal ve Kişilik Psikolojisi (Diğer) |
Bölüm | MAKALELER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Aralık 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 18 |
İlahiyat Akademi Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.