Adam is the first ancestor of mankind. Religions of divine nature agree that human beings were born from Adam and Eve. The creation of Adam, his life in paradise, the incident between him and Satan, his descent from paradise and his repentance are some of the subjects that have taken place in almost every culture and religious literature. In the epic of Gilgamesh, Sumerian-Assyrian inscriptions and Babylonian inscriptions, this subject has been at the centre of human focus and has been discussed by human beings at different stages of history. The story of the Prophet Adam is one of the important subjects of the Bible. The Holy Qur’an also dwells on the parable of Adam and corrects the mistakes that are engraved in people’s minds about the parable and that have taken place in cultures. In addition, the Holy Qur’an only narrates the parable without going into detail as in the Bible. It differs from the Bible in this respect. On the other hand, the narration of the story of Adam in the Qur’an in outline without going into details has led people to fill in the gaps. As a result, the information in the axis of the parable of Adam in other cultures, especially Jewish and Christian sources (Torah, Psalms, Gospels and other Apocryphal sources), has taken its place in Islamic culture under the name of Isrā’īliyyāt. For this reason, the parable of Adam is one of the parables that contains the highest amount of Isrā’īliyyāt in the tafsir literature. In this respect, the parable is of great importance for our study. Both the early and the late commentators included Israelite narrations in their exegesis of the parable of Adam. In this context, the commentary of Abū Ja’far Muḥammad b. Jarīr al-Ṭabarī (d. 310/923) Jāmi'u'l-bayān ‘an ta’wīli āyi’l-Qur’ān is of great importance both because it incorporates the views of the commentators before him and because it is the first complete commentary that has survived to the present day. While exegeting the parable of the Prophet Adam, which is the focal point of our study, al-Ṭabarī included Israelite narrations and did not make any criticism in terms of script and text. For this reason, he was criticised by many scholars. At the same time, al- Ṭabarī’s mentioning the parable of Adam in his historical work Tārīkhu'r-rusul wa'l-mulūk while including the Isrā’īlī narrations in his tafsir leads one to wonder whether there is a connection between the two works. Did al-Ṭabarī narrate Isrāilī narrations as a historian or as a commentator? Or are there socio-psychological actors that influenced al-Tabari and pushed him to narrate Isrāelite narratives? Answering these questions constitutes one of the main objectives of our study. Therefore, in this study, based on al-Tabari’s tafsir Jāmi’u’l-bayān, we aimed to explain the Isrāilī narrations narrated by al-Tabari in the context of the parable of Adam, to criticise them in terms of script and text, and to determine the main reason(s) for al-Ṭabarī’s narration of the Isrāilī narrations. In the study, firstly the documentation method will be used and the related sources will be scanned. In addition, the comparison method will also be used in the research. Constructive criticism is essential for the objectivity of the research. This method will allow the conclusion to be based on solid foundations. Constructive criticism will protect the author from being under suspicion and will eliminate unfair criticism. In addition, the available findings show that there is a different reason(s) behind al-Ṭabarī’s narration of the Isrāilī narrations. The final conclusion based on the findings will be explained in the conclusion.
Hz. Âdem, insanoğlunun ilk atasıdır. İlâhî tabiatlı dinler, insanların Hz. Âdem ve Hz. Havvâ’dan doğdukları konusunda hemfikirdir. Hz. Âdem’in yaratılışı, cennetteki hayatı, şeytanla arasında geçen olay, cennetten inişi ve tövbesi neredeyse her kültürde ve dinî literatürde yer edinmiş konulardan bazılarıdır. Gılgamış Destanı başta olmak üzere Sümer-Asur yazıtlarında, Bâbil kitabelerinde bu konu insanların odak merkezinde olmuş ve tarihin değişik safhalarında insanoğlu tarafından müzakere edilmiştir. Hz. Âdem kıssası, Kitâb-ı Mukaddes’in üzerinde durduğu önemli konularından biridir. Kur’ân-ı Kerîm’de Hz. Âdem kıssası üzerinde durarak kıssayla ilgili insanların zihinlerine kazınan ve kültürlerde yer edinen yanlışları düzeltir. Ayrıca Kur’ân-ı Kerîm, Kitâb-ı Mukaddes’te olduğu gibi ayrıntıya girmeden sadece kıssayı nakleder. Bu yönüyle Kitâb-ı Mukaddes’ten ayrılır. Buna nazaran Hz. Âdem kıssasının Kur’ân-ı Kerîm’de ayrıntılara temas etmeden ana hatlarıyla anlatılışı insanları boşlukları doldurmaya itmiştir. Neticede, Yahudi ve Hıristiyan kaynakları (Tevrat, Zebur, İnciller ve diğer Apokrif kaynaklar) başta olmak üzere diğer kültürlerde Hz. Âdem kıssası ekseninde yer alan bilgiler İsrâiliyat adı altında İslâm kültüründeki yerini almıştır. Bu nedenle Hz. Âdem kıssası tefsir literatüründe en fazla İsrâiliyat barındıran kıssalardan biridir. Kıssa bu yönüyle çalışmamız açısından büyük önem arz etmektedir. Gerek ilk dönem gerekse son dönem müfessirleri Hz. Âdem kıssasını tefsir ederken İsrâilî rivayetlere yer vermişlerdir. Bu bağlamda Ebû Ca‘fer Muhammed b. Cerîr et-Taberî’nin (ö. 310/923) Câmi‘u’l-beyân ‘an te’vîli âyi’l-Kur’ân tefsiri hem kendisinden önceki müfessirlerin görüşlerini bünyesinde barındırması hem de ilk tam tefsir olması hasebiyle büyük önem arz etmektedir. Taberî, çalışmamızın odak noktasını oluşturan Hz. Âdem kıssasını tefsir ederken İsrâilî rivayetlere yer vermiş, sened ve metin yönünden herhangi bir eleştiri yapmamıştır. Bu nedenle pek çok âlim tarafından eleştirilmiştir. Aynı zamanda Taberî’nin, tarih içerikli Târîḫu’r-rusül ve’l-mülûk eserinde Hz. Âdem kıssasından bahsederken tefsirindeki İsrâilî rivayetlere yer vermesi insanı her iki eser arasında bir bağlantının olup olmadığını düşünmeye sevk etmektedir. Acaba Taberî bir tarihçi olarak mı, yoksa müfessir kimliğini kullanarak mı İsrâilî rivayetler nakletmiştir? Veya Taberî’ye tesir eden ve onu İsrâilî rivayetleri nakletmeye iten sosyo-psikolojik aktörler mi vardır? Zikredilen soruların cevaplandırılması çalışmamızın temel hedeflerinden birini oluşturmaktadır. Bu nedenle çalışmada, Taberî’nin Câmi‘u’l-beyân tefsirini esas alarak Hz. Âdem kıssası bağlamında Taberî’nin aktardığı İsrâilî rivayetleri kaynaklar eşliğinde açıklamayı, sened ve metin yönünden eleştirmeyi ve Taberî’nin İsrâilî rivayetleri aktarmasının asıl nedenini/nedenlerini belirlemeyi hedefledik. Çalışmada, öncelikle dökümantasyon metodu kullanılacak ve konuyla ilgili kaynaklar taranacaktır. Yanı sıra araştırmada karşılaştırma metodu da kullanılacaktır. Araştırmanın objektifliği için yapıcı eleştirinin yapılması şarttır. Bu metot sonucun sağlam temellere dayandırılmasına olanak sağlayacaktır. Yapıcı eleştiri, müellifi zan altında bulunmaktan koruyacak ve yöneltilen haksız eleştirileri de giderecektir. Çalışmamız kapsamında konuyla ilgili Taberî’nin İsrâilî rivayetleri aktarmasının arka planındaki farklı bir sonuca veya sonuçlara ulaşılmıştır. Bulgulara binaen nihai netice sonuç kısmında açıklanacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Tefsir |
Bölüm | MAKALELER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 19 |
İlahiyat Akademi Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.