Yeryüzü canlılar için yaşama elverişli bir biçimde tanzim edilmiştir. Dünyanın imtihan yurdu olması hasebiyle de insanlar zaman zaman farklı türden musibet veya doğal afetler ile sınanmaktadır. Bu hadiselerden birisi Kur’ân’da başta zelzele olmak üzere çeşitli kavramlarla ifade edilen depremlerdir. Yeryüzünün canlı bir organizma olduğu dikkate alındığında onun sarsıntılarla değişime maruz kalması gayet tabiidir. Ancak bu depremlerin tek müsebbibi ne dünyanın olağan hareketleri ne de diğer canlı varlıklardır. Yeryüzünde cereyan eden bu olayların gerçekleşmesinde Yüce Allah’ın irade, kudret ve hikmeti tecelli etmekle birlikte kusur ve ihmalkârlıktan dolayı oluşan zararda da insanoğlunun payına düşmektedir. İslâm âlimleri Kur’ân ve sünnetten ilgili nasları göz önünde bulundurarak depremlerin oluş hikmetleri konusunda farklı görüşler beyan etmişlerdir. Kimisi bu olayların ceza, kimisi ikaz, kimisi ibret ve kimisi de imtihan maksatlı olduğunu söylese de depremin ceza amaçlı olduğu düşüncesi hariç diğer hususlarda çoğunlukla aynı veya benzer meyanda kanaatler ileri sürülmüştür. Depremin işlenen suçların bir cezası olup-olmadığına dair ihtilaf olmakla birlikte bu olayın, Allah’ın takdir ettiği yasalar çerçevesinde gerçekleştiği, bunda mutlak etkin ve yetkin gücün Allah (c.c.) olduğu konusunda ittifak sağlanmıştır. Ancak bu farklı görüşlerin Kur’ân, sünnet ve aklî delillerle uzlaştırılması mümkündür. Bu minvalde toptancı bir bakış açısıyla meseleye yaklaşmak yanlış inanç ve anlayışların ortaya çıkmasına sebebiyet vermektedir. Zira Kur’ân ve sünnette yer alan hakikatler, akla ve mantığa tezat teşkil etmez. Bu itibarla Kur’ân, depremi doğal bir afet olarak adlandırmakla birlikte kendisinden ders ve ibretler çıkarılması gereken bir ikaz aracı, çarpıcı mesajlar ihtiva eden bir imtihan olarak da söz etmiştir. Yüce Allah, hikmetinin bir gereği olarak zahiri sebepleri yaptıklarına birer perde kıldığı için Onun (c.c.) hikmetine tam olarak vakıf olmak neredeyse imkânsızdır. Çünkü dünya hikmet ve imtihan yurdudur, ceza ve mükâfat yeri değildir. Aksi bir durum söz konusu olmuş olsaydı yeryüzünde günah işleyen, zulmeden her bir insan derhal cezalandırılır ya da helak olurdu. Bu sebeple insan, sınırlı kapasitesiyle ilgili naslar çerçevesinde ancak bazı hikmetleri kısmen kavrayabilir ki bu durum onun dârü’l-hikmette yaşam sürmesinden kaynaklanmaktadır. Bu çalışmada; deprem manasında geçen kelimelerin Kur’ân’daki kullanımlarına yer verilmekte, deprem ve benzeri hadiselere maruz kalan önceki ümmetlerin hangi sebepler yüzünden helak oldukları, depremlerin hangi dini kavramlarla ilişkilendirildiği İslâm âlimlerinin yorumları ile izah edilmektedir. Ayrıca konu hakkında yapılan anket çalışmaları de dikkate alınarak aklî ve naklî delillerden hareketle en sahih değerlendirmeler yapılmaktadır. Dolayısıyla çalışmanın amacı depremlerin doğal birer afet mi, ilahî birer ceza mı, ibret alınması gereken bir hadise mi veya varsa başka nedenler mi olduklarına cevap bulmaya çalışmak ve ulaşılan sonuçları doküman analizi yöntemiyle uzlaştırmaya çaba sarf etmektir.
The earth was organized in a way that it is suitable for living beings. Since the world is a land of testing, people are tested from time to time with different kinds of calamities or natural disasters. One of these events is earthquakes, which are expressed in the Qurʾān with various concepts, especially zalzala(earthquake) Considering that the earth is a living organism, it is quite natural that it is subject to change with earthquakes. However, the sole cause of these earthquakes is neither the normal movements of the earth nor other living beings. While the will, power and wisdom of Almighty Allāh are manifested in the realization of these events that take place on earth, human beings also bear the share of the damage caused by fault and negligence. Islamic scholars have expressed different opinions about the reasons why earthquakes occur, taking into account the relevant texts from the Qurʾān and the sunnah. Although some say that these events are for punishment, some say for warning, some say for example to others, and some say for testing purposes, mostly the same or similar opinions have been put forward, except for the idea that the earthquake was for punishment. Although there is disagreement as to whether earthquake is a punishment for the crimes committed or not, there is an agreement that this event took place within the framework of the laws determined by Allāh and that Allāh (swt) has the absolute effective and competent power in this matter. However, it is possible to reconcile these different views with the Qurʾān, sunnah and rational evidence. Approaching the issue from a broad perspective leads to the emergence of wrong beliefs understandings. However we know that the truths contained in the Qurʾān and the Sunnah do not contradict reason and logic. In this respect, although the Qurʾān calls the earthquake a natural disaster, it also mentions it as a warning tool from which lessons and warnings should be drawn, and as a test containing striking messages. Since Almighty Allāh, as a requirement of his wisdom, makes apparent causes veils for his actions, it is almost impossible to fully understand his wisdom. Because the world is the land of wisdom and testing, not the place of punishment and reward. If the opposite were the case, every person on earth who committed sins and oppressed would be punished or destroyed immediately. For this reason, man can only partially comprehend some wisdom within the framework of the texts related to his limited capacity, and this is due to his living in Dār al-Ḥikma (house of wisdom). In this study; The usage of the words meaning earthquake in the Qurʾān, the reasons why previous ummahs that were exposed to earthquakes and similar events were destroyed, and what religious conceptions are associated with earthquake are explained with the comments of Islamic scholars. In addition, the most accurate evaluations are made based on rational and transmitted evidence, taking into account the survey studies conducted on the subject. Therefore, the aim of the study is to try to find an answer to whether earthquakes are natural disasters, divine punishments, events that need to be taken as a lesson, or other reasons, if any, and to try to reconcile the results with the document analysis method.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Tefsir |
Bölüm | MAKALELER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 13 Temmuz 2024 |
Kabul Tarihi | 22 Aralık 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 20 |
İlahiyat Akademi Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.