Tāhiru’l-Mawlavī was born in Istanbul in 1877 and died here in 1951. Before his death, he added very detailed information about his life in the divan copy that he personally gave to the Istanbul University Library as a gift. According to the information he gave here, his grandfather was Mawlavī Tāhir Efendī, the calligraphy teacher of Ṣulṭān Abdulmajīd Khan, and his father was Ḥacī Muṣtafa Ṣafvet Efendī, one of the palace sergeants. His mother, Āmine Emthāl Khānım, was one of the concubines of Ṣulṭān Abdul’azīz and the nanny of the Ṣulṭān's daughter, Naẓīme Ṣulṭān. He has two sisters. One of them is Fatma Aliye Khānım and the other is Afīfah Gulisṭān. Tāhiru’l-Mawlavī take his grandfather's name in the family and lived as a Mawlavī like his grandfather.
Orphaned at the age of thirteen, Tāhiru’l-Mawlavī completed his education in Istanbul. He graduated from Gulkhānah Military High School. We can say that he received a good education due to the proximity of his family to the palace surroundings. After graduation, he started to work as a civil servant, but this service did not last long. At the age of seventeen, with his interest and involvement in Matnawī, he joined the post of Yenikapı Mawlavī Lodge to Sheikh Jalāluddīn Efendī (d. 1908), went on pilgrimage at the age of eighteen and resigned from the civil service after returning from the pilgrimage. He retired to his cell in Yenikapı convent and, with the permission of his sheikh, opened a second-hand bookshop in Bāyezīd called "Tāhir Dede Library". Tāhiru’l-Mawlavī started his publishing life with this shop. At the age of twenty-two, he took the Mawlavī ordeal, which lasted for one thousand and one days, and completed his Ṣūfī education.
Between 1920 and 1926, he published Maḥfīl Magazine in 68 digits. Tāhiru’l-Mawlavī, who became more busy in these years, was brought to the Fātiḥ Mosque Matnawīkhan in 1923 with the approval of Aḥmed Ramzī Dede. After the closure of the madrasah in 1924, he taught Oratory and Rhetoric at the Imām Khatīb High School. He and Āṭıf Khodja from İskilip were judged in Independence Court in 1926 in Ankara with the claim of resistance to the hat law. He published this judicial process as “My Life in the World of Press and Memories of the Independence Court”. In his divan, there are separate poems written on this subject.
Tāhiru’l-Mawlavī is an author who, in his seventy-four-year life adventure, not only witnessed the collapse of an empire, but also hundled the establishment of the republic blow by blow. In addition to his Ṣūfī identity, he is a complete intellectual with his professional experience spanning a wide area such as a bookstore, publisher, poet, literary historian, teacher, professor, linguist, clerk, matnawīkhan, and knowledge of Arabic and Persian. Tāhiru’l-Mawlavī, who is a bridge for the learning and transfer of our civilization, is also a remarkable figure with the students he met and raised and with the friends he made. He has close relations with names such as Meḥmed Ākif, Aḥmed Ramzī Akyürek, Ferīd Kam, Shafik Jan, Orkhan Okay, Muẓaffer Ozak.
He has written about a hundred works and is literally an author. His prose; It has spread to the fields of literature, history and mysticism. He is a walūd (prolific) poet who arranged three different Turkish divans. The Şharḥ-i Matnawī, which he wrote as a matnawī, is important in terms of his mystical identity. But for his literary personality, his divans need to be examined. In this study, Tāhiru’l-Mawlavī 's life and works were briefly touched upon and information was given about his divans and copies. The types of poetry that Tāhiru’l-Mawlavī used in his divans were evaluated and his position in Turkish literature was emphasized. The examples of tawhīd, munājāt, na't, mawlīd, mi’raciyye and other religious literary genres in the divans and their commons in Turkish literature were evaluated. In some literary history studies made up to this time, the position of Tāhiru’l-Mawlavī has been tried to be determined, and the theses about Tāhiru’l-Mawlavī have been emphasized. As a result, some proposals and evaluations are presented for Tāhiru’l-Mawlavī and our cultural history.
When current studies are evaluated, we cannot say that Tāhiru’l-Mawlavī received the attention he deserves. Unfortunately, we still do not have a doctoral thesis about him. There are about ten master's theses and most of them are studies done in recent years. In these theses, Tāhiru’l-Mawlavī's mystical aspect, historiography of Islam and some of his publications on divan literature were evaluated. Apart from these, we can say that some publications, both printed and made in recent years, fill a gap even if they are not at a sufficient level in terms of presenting Tāhiru’l-Mawlavī's works to the public.
Turkish literature Poetry Divan Tāhiru’l-Mawlavī Type of Poetry
Türk edebiyatı Şiir Divan Tâhirülmevlevî Şiir Türü Turkish literature Poetry Tāhiru’l-Mawlavī Type of Poetry. Type of Poetry Poetry Tāhiru’l-Mawlavī Type of Poetry
Tâhirülmevlevî 1877 yılında İstanbul’da doğmuş ve 1951 yılında burada vefat etmiştir. Vefatından önce İstanbul Üniversitesi Kütüphanesine bizzat hediye ettiği divan nüshasında hayatına dair oldukça ayrıntılı bilgiler eklemiştir. Burada verdiği bilgilere göre, dedesi Sultan Abdülmecid Han’ın hat hocası Mevlevî Tâhir Efendi, babası ise saray başçavuşlarından Hacı Mustafa Safvet Efendi’dir. Annesi Emine Emsal Hanım ise Sultan Abdülaziz’in cariyelerinden ve sultanın kızı Nazime Sultan’ın dadısıdır. İki kız kardeşi vardır. Birisinin ismi Fatma Aliye Hanım, diğeri ise Afife Gülistan’dır. Tâhirülmevlevî aile içerisinde dedesinin ismini taşımış ve dedesi gibi bir Mevlevî olarak yaşamıştır.
On üç yaşında yetim kalan Tâhirülmevlevî, eğitimini İstanbul’da tamamlamıştır. Gülhâne Askerî Rüştiyesinden mezun olmuştur. Ailesinin saray çevresine yakınlığı dolayısı ile iyi bir eğitim aldığını söyleyebiliriz. Mezuniyetten sonra memur olarak göreve başlamış fakat bu memuriyeti uzun sürmemiştir. On yedi yaşında iken Mesnevî’ye olan ilgi ve alakası ile birlikte Yenikapı Mevlevîhanesi postnişini Şeyh Celaleddin Efendi’ye intisap etmiş, on sekiz yaşında hacca gitmiş ve hac dönüşünden sonra memuriyetten istifa etmiştir. Yenikapı dergâhındaki hücresine çekilmiş ve şeyhinin de müsaadesiyle Bayezid’de “Tahir Dede Kütüphanesi” isminde bir sahaf dükkânı açmıştır. Tâhirülmevlevî, yayın hayatına bu dükkân ile başlamıştır. Yirmi iki yaşında ise bin bir gün süren Mevlevî çilesini de çıkarıp tasavvufi eğitimini tamamlamıştır.
1920-1926 yılları arasında Mahfil dergisini 68 sayı halinde yayımlamıştır. Bu yıllarda meşguliyeti bir hayli fazlalaşan Tâhirülmevlevî, 1923 yılında Ahmet Remzi Dede’nin icazeti ile Fatih Camii Mesnevihanlığına getirilmiştir. 1924 yılında medreselerin kapatılmasının ardından İmam Hatip Lisesinde Hitabet ve Belagat dersleri vermiş, 1926 yılında İskilipli Atıf Hoca ile birlikte Ankara’da şapka kanununa muhalefet iddiasıyla İstiklal Mahkemelerinde yargılanmıştır. Bu yargı sürecini “Matbuat Âlemindeki Hayatım ve İstiklal Mahkemesi Hatıraları” adıyla neşretmiştir. Divanında da bu konuya dair yazdığı müstakil şiirler vardır.
Tâhirülmevlevî, yetmiş dört yıllık hayat serüveninde bir imparatorluğun yıkılışına şahitlik ettiği gibi, cumhuriyetin kuruluşuna da en ince ayrıntılarına kadar vâkıf olan bir müelliftir. Tasavvufî kimliğinin yanı sıra bir kitapçı, yayıncı, şair, edebiyat tarihçisi, öğretmen, müderris, dilbilimci, kâtip, mesnevihan gibi geniş bir alana yayılan mesleki tecrübeleri ve Arapça ile Farsça bilgisiyle kâmil manada bir entelektüeldir. Medeniyetimizin öğrenilip aktarılması konusunda bir köprü olan Tâhirülmevlevî, aynı zamanda tanıştığı, dostluk kurduğu ve yetiştirdiği öğrencileri ile de dikkat çeken bir simadır. Mehmed Akif, Ahmet Remzi Akyürek, Ferid Kam, Şefik Can, Orhan Okay, Muzaffer Ozak gibi isimlerle yakın ilişkileri vardır.
Yüz civarında eser yazmış, tam anlamıyla kırkambar bir müelliftir. Nesirleri; edebiyat, tarih, tasavvuf alanlarına yayılmıştır. Üç ayrı Türkçe divan tertip etmiş velud bir şairdir. Bir mesnevîhan olarak yazdığı Şerh-i Mesnevi tasavvufi kimliği açısından önemlidir. Fakat edebi kişiliği için divanlarının incelenmesi gerekmektedir. Hazırlanan çalışmada Tâhirülmevlevî’nin hayatı ve eserlerine kısaca temas edilmiş, divanları ve nüshaları hakkında bilgi verilmiş, Tâhirülmevlevî’nin divanlarında kullandığı şiir türleri değerlendirilmiş ve Türk edebiyatındaki konumu üzerinde durulmuştur. Divanlardaki tevhid, münâcât, na‘t, mevlid, miraciyye ve diğer dini edebi türler örnekleri ve Türk edebiyatındaki müşterekleri ile birlikte değerlendirilmiştir. Bu zamana kadar yapılan bazı edebiyat tarihi çalışmalarında Tâhirülmevlevî’nin konumu tespit edilmeye çalışılmış, yine Tâhirülmevlevî hakkında yapılan tezler üzerinde durulmuştur. Sonuç olarak ise Tâhirülmevlevî ve kültür tarihimiz için bazı teklifler ve değerlendirmeler sunulmuştur.
Günümüzde yapılan çalışmalar değerlendirildiğinde Tâhirülmevlevî’nin hak ettiği ilgiyi gördüğünü söyleyemeyiz. Maalesef onun hakkında yapılmış bir doktora tezine hala sahip değiliz. On civarında yüksek lisans tezi mevcuttur ve bunların çoğu son yıllarda yapılan çalışmalar. Bu tezlerde Tâhirülmevlevî’nin tasavvufî yönü, İslam tarihçiliği, divan edebiyatına dair bazı yayınları değerlendirilmiş. Bunların dışında gerek matbu olarak basılan gerekse son yıllarda yapılan bazı yayınların Tâhirülmevlevî’nin eserlerini umumun istifadesine sunma bakımından yeterli düzeyde olmasa dahi bir boşluğu doldurduğunu söyleyebiliriz.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |