The authenticity of hadiths has been questioned especially with the influence of orientalism in the recent period. With this study, it has been tried to be proved that this negative approach is not correct by examining the hadith sources of Egyptian origin papyrus of the 2nd and 3rd centuries. In the examination, some conclusions have been reached by taking into consideration the first narrators of hadiths in papyruses and also narration ways from them. Some of the hadiths were recorded without directly using any narration word while other ones were recorded by narration words that signify to the hearing method in Egypt in related period. With reference to here, it was concluded that narratives in which narration words were not used were received from other written sources by copying. Moreover, it was observed that those papyruses in Egypt do not only consist of Egyptian origin narratives but also hadiths that were passed in different ways from regions or cities such as Iraq, Medina. On the other hand, for findings, narratives of narrators who corresponded to city or regions such as Medina, Kūfa were narrated by other narrators in the same or similar ways in their own regions. All of these display the sensitivity in narration and the harmony of these hadiths that belong to the Hijri 2nd centuries among regions. In addition to this, it is possible for us to say that there was a strong written hadith culture in the related period.
Hadislerin otantikliği özellikle son dönemde oryantalizmin de etkisiyle sorgulanır olmuştur. Bu çalışmayla hicrî 2. ve. 3. yüzyıllara ait Mısır menşeli papirüslerdeki hadis kaynaklarını incelemek suretiyle bu negatif yaklaşımın doğru olmadığı ortaya konulmaya çalışılmıştır. İncelemede papirüslerde yer alan hadislerin ilk râvileri ve onların hadisleri tahammül yolları da dikkate alınarak bazı sonuçlara ulaşılmıştır. Buna göre söz konusu dönemde Mısır’da, hadislerin bir kısmının semâ/arz yoluna delalet eden rivâyet sîgalarıyla, diğer bazılarının ise doğrudan hiçbir rivâyet sîgası kullanılmadan nakledildiği tespit edilmiştir. Buradan hareketle rivâyet sîgası kullanılmayan rivâyetlerin başka yazılı kaynaklardan istinsah yoluyla alındığı kanaatine varılmıştır. Ayrıca Mısır’da bulunan bu papirüslerin sadece Mısır menşeli rivâyetlerden oluşmadığı, büyük oranda Irak, Medine vb. bölge veya şehirlerden buraya değişik yollarla intikal eden hadislerden de oluştuğu görülmüştür. Öte yandan Mısır’a intikal eden, Medine, Kûfe gibi diğer şehir veya bölgelere nispet edilen râvilerin bu rivâyetlerinin, yine kendi bölgelerinde başka râvilerce de aynı veya benzer şekillerde rivâyet edildiği tespit edilmiştir. Bütün bunlar hadisleri rivâyetteki hassasiyeti ve en azından hicrî ikinci yüzyıllara ait olan bu hadislerin bölgeler arası uyumunu göz önüne sermektedir. Ayrıca söz konusu dönemde güçlü bir yazılı hadis kültürünün olduğunu söylemek de mümkündür.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 |