In this study, the relations of state and religion in Islamic political history were tried to be examined from a general perspective. As it is known, for the first time, Muslims became a state owner with the Hijra from Makkah to Madinah. The first president of this state was Prophet Mohammed. In the next historical period, the caliphs came to the presidency. Each period had its own conditions. For example, the method followed in the determination of the first four caliphs was different from the Umayyad method. From the Umayyads, an approach dominating the sultanate direction was based. This approach was later seen in the Abbasids, Seljuks and Ottomans. In this context, it is discussed whether Prophet Mohammed the religion brought to people has a political dimension and he left a state order after his death. In the study, the relations between religion and state were discussed within the framework of historical data and the reflection of these data on Islamic society was tried to put into a theoretical pattern from a macrosociological perspective. In the context of this framework, the approaches of Maurice Barbier, who made a classification based on the history of the relations between religion and state in the Western world, were taken into consideration. Thus, the events in the history of Islam were tried to be classified.
Sociology of Religion Religion-State Relationship Caliphate Sultanate Allegiance
Bu çalışmada İslam siyasi tarihinde devlet ve din ilişkileri genel bir bakış açısıyla ele alınmaya çalışılmıştır. Bilindiği gibi Müslümanlar ilk kez Mekke’den Medine’ye Hicretle birlikte devlet sahibi olmuşlardı. Bu devletin ilk devlet başkanı da Hz. Muhammed idi. Daha sonraki tarihi süreçte ise halifeler yönetime gelmişti. Her dönemin kendine özel bazı şartları vardı. Mesela ilk dört halifenin belirlenmesinde izlenen yöntemle Emeviler’den itibaren izlenen yöntem farklıydı. Emeviler’den itibaren saltanat yönü ağır basan bir yaklaşım esas alınmıştı. Bu yaklaşım daha sonra Abbasiler, Selçuklular ve Osmanlılar’da da görülmüştür. Bu bağlamda Hz. Muhammed’in insanlara ulaştırdığı dinin siyasi bir boyuta sahip olup olmadığı ve vefatından sonrası için de bir devlet düzeni bırakıp bırakmadığı ele alınmıştır. Çalışmada din ile devlet arasındaki ilişkiler tarihî veriler çerçevesinde ele alınmış ve bu verilerin İslam toplumuna yansıma durumları makro sosyolojik bir açıdan teorik bir kalıba oturtulmaya çalışılmıştır. Bu çerçeve bağlamında da Batı Dünyası’nda yaşanan din ve devlet ilişkilerinin tarihinden hareketle bir sınıflandırma yapan Maurice Barbier’in yaklaşımları dikkate alınmıştır. Böylece İslam Tarihinde yaşananlar bir sınıflandırmaya tabi tutulmaya çalışılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 |