الحقيقة الشرعية
نُظِر إليها من أكثر من زاوية، تحدَّث عنها اللغويون والمتكلمون والأصوليون، والذي
يعنينا في هذا المقام حديث المتكلمين، والخلاف كان واضحا بين مدرسة المعتزلة
ومدرسة أهل السنة في نظرهم إلى الحقيقة الشرعية، فالمعتزلة جعلوا الحقيقة الشرعية
منفصلة تماما عن الوضع اللغوي، بينما الأشعرية والماتريدية جعلوا اللغة أصلا
للحقيقة الشرعية، وابن حزم كان متقاربا مع المعتزلة .
وقد انبنى على
هذا الخلاف خلافٌ في حقيقة الإيمان وعلاقته بالأعمال فجعل المعتزلة والخوارج العمل
جزءا من الإيمان وذلك على خلاف أهل السنة من الأشعرية والماتريدية، وهذا ما سنعرفة
في هذا البحث.
The legitimate religious truth is seen from
more than one angle. Linguists, speakers and fundamentalists spoke about it.
What we are concerned with here is the views of Kalam scholars. The controversy
to the legitimate religious truth between Ahl al-Sunnah represented by
Asha’riya and Maturidism represented by Mu’tazila is obvious. Mu'tazila
separates the legitimate religious truth from linguistic rules, since religion
gave it a new meaning which didn’t exist before. While Asha’riya and Maturidism
make language origin of the religious legitimate truth. Ibn Hazm was closer to
Mu'tazilah as well as being prejudiced against Asha’riya.
In the process of this disagreement a new
disagreement was based on ‘faith and its relationship to the works’. In this
concept Mu'tazilah and Khawarij considered the works as a part of the faith,
and this led Khawarij to takfeer , and led Mu'tazila to call this ‘a position
which is between two positions’. Contrary to this, in Asha'riya and Maturidism,
which represent Ahl al-Sunnah, works are the complements of the basics of
faith. This is what we are going to discuss in this research.
Kelamcılar Nezdinde Şeri Hakikat ve Dilsel Kökleri: Allah’a İman Kavramı Üzerinden Bir Örnek
Şeri hakikate farklı açılardan bakılmıştır.
Usulcüler, dilciler ve kelamcılar şeri hakikat hakkında görüşlerini dile
getirmişlerdir. Burada bizi ilgilendiren husus ise kelamcıların görüşüdür. Şeri
hakikate bakış açısında Ehli sünneti temsil eden Maturidi ve Eşari ekolü ile
Mutezile ekolü arasındaki ihtilaf açıktır. Mutezile ekolü şeri hakikati dil
kurallarından tamamen ayırmıştır. Çünkü din, şeri hakikate önceden bulunmayan
yeni anlamlar yüklemiştir. Eşari ve Maturidi ekolü ise şeri hakikat için dili
temel almıştır. İbn- Hazm ise anlam açısından Eşari ekolüne ön yargılı olmakla
beraber Mutezile ekolüne daha yakındır.
Bu farklılığın üzerine ‘iman ve amelle alakası’
noktasında bir ihtilaf meydana gelmiştir. Mutezile ekolü ve Hariciler ameli,
imandan bir parça saymışlardır, bu da Haricileri tekfir etmeye kadar
götürmüştür. Mutezile ekolünde ise ‘İki makam ve mekân arasında bir mekân’
demelerine yol açmıştır. Ehli sünneti temsil eden Maturidi ve Eşari ekolünde
ise bunun aksine amel, imanın tamamlayıcısıdır. Bu araştırmada bunu ele
alacağız.
Birincil Dil | Arapça |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2018 |
Gönderilme Tarihi | 16 Mart 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Sayı: 49 |