After the
Turks took over the Anatolian, produced many works reflecting their cultural
and artistic experiences. Amoung these works Madrasas, which have cultural and
educational benefits, affected the future generations. More than one madrasa
were built in each Anatolian city, which indicates the high culture level of
the cities. The madrasas emerged during the Great Seljuks era and spread during
the Anatolian Seljuks era. Madrasas mastered in certain fields and provided
religious, scientific, medicinal and astronomical education. Statesmen and
wealthy people financed the scientific development and construction of
madrasas. A foundation-related tradition was generated and madrasas were
administratively operated, which is a remarkable feature of Anatolian Seljuk’s
madrasas.
Madrasas
of the Anatolian Seljuks can be regarded as the follow-up of the Seljuk’s
architecture but they also have new aspects. The climate, culture, social
features and economy of the region affected the architecture.
This study
examined Gök Madrasa, Burūciye Madrasa and İzzeddin Keykāvus Hospital (Şifāiye Madrasa), constructed in Sivas
during the Anatolian Seljuks era, using the pre-determined method by the
internal and external transformation criteria. These madrasas were compared determining
the originality and conservation values.
A, B and C
groups were generated considering the results of the external and internal
analyses of these madrasas. The madrasas with the best and worst originality
were in group A and C, respectively.
Madrasas of Anatolian Seljuks Madrasa Spatial quality Analysis Sivas
Türkler, Anadolu’yu
ele geçirdikten sonra kültürel ve sanatsal birikimlerini yansıtan çok sayıda
eserler vermiştir. Bu eserler arasında kültürel hayata ve eğitim hayatına
kazandırdıkları medreseler gelecek kuşakları da etkilemiştir. Anadolu’nun her
kentinde bir veya birden fazla medresenin bulunuşu şehirlerin kültür
seviyesinin ne kadar yüksek olduğunun göstergesidir. Büyük Selçuklu döneminde
ortaya çıkan medreseler, Anadolu Selçuklu döneminde yayılmıştır. Medreseler
belli konularda ihtisaslaşarak din, deneysel bilimler, tıp veya astronomi
üzerine eğitim vermiştir. Devlet
adamları ile özel varlıklı kişiler bilimin gelişmesini ve medreselerin
yapılmasını desteklemiştir. Anadolu Selçuklu dönemi medreselerinin öne çıkan
bir diğer özelliği ise, vakıf geleneği oluşturularak medreselerin idari açıdan
özerk olarak işletilmesidir.
Anadolu
Selçuklu medreseleri mimari açıdan Selçuklu mimarisinin devamı niteliğindedir,
ancak kendine has birtakım yenilikler de içermektedir. Bölgenin iklimi,
kültürü, sosyal özellikleri ve ekonomisi de medreselerin mimari özelliklerini etkilemiştir.
Bu
çalışmada Sivas kentinde Anadolu Selçuklu döneminde yapılmış olan Gökmedrese,
Burûciye Medresesi ve İzzeddin Keykâvus Dârüşşifâsı (Şifâiye Medresesi)
belirlenen yöntem ile iç ve dış değişim kriterlerine göre incelenmiştir.
Seçilen medreselerin özgünlük ve koruma değerleri saptanarak kıyası
yapılmıştır.
Değerlendirme
sonuçlarına göre seçilen üç medresenin dış ve iç analizlerinde elde edilen verilere
göre A, B ve C grupları oluşturulmuştur. Analiz sonucunda özgünlüğünü en çok
koruyan ve mimari değerleri fazla olan medreseler A grubunda yer almıştır. Özgünlüğünü
en az koruyan ve mimari değerleri az olan medreseler ise, C grubunda yer
almaktadır.
Anadolu Selçuklu Medreseleri Medrese Mekânsal Kalite Analiz Sivas
Bölüm | MAKALELER |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 22 Aralık 2017 |
Gönderilme Tarihi | 31 Ekim 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 2 Sayı: 3 |
Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.