Tüketim insanlığın var olduğu andan beri çeşitli şekillerde gerçekleşse de Sanayi Devrimi sonrasında kapitalizm dalgasının tezahür etmesi sonucu etkisini yıkıcı boyutlarda göstermeye başlamıştır. Post-fordist üretim tarzı ile tüketim anlam değiştirerek seri ve hızlı bir hal almıştır. Bunun sonucu ise daha çok ve daha hızlı tüketim gerçekleşmesi normalleşmiş, bilinçsiz tüketim hareketleri ise yaygınlaşmıştır. Tüketimin gerek bireyler ve gerekse toplumlar üzerinde farkında olunamayan bir boyuta ulaşmıştır. Bu olumsuzluğu önlemek adına sınıfsal ve ayrıştırıcı yönü yanında ekolojik ve sosyal anlamda tahribata sebep olmayan sürdürülebilir tüketimlerin gerçekleşmesi önem taşımaktadır. Bu çalışma tüketim hareketlerinin değişmesi sonucu toplumda yaşanan hızlı tüketim olgusunun etkilerinin konu edinildiği The True Cost belgesel filmini, sınıfsal eşitsizlik ve ayrışmaya sebebiyet veren boyutuyla sosyolojik pencereden analiz etmeyi amaçlamaktadır. Bu bağlamda bu çalışma tüketim toplumunun yarattığı ayrıştırıcı yönlere ve diğer pejoratif etkilere 2015 yılında kabul edilen Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ekseninde bakılarak nasıl uygulan(a)madığı eleştirel bir perspektif ile sunulacaktır. Karakterler, söylemler, imgeler, metaforlar ve dikotomilerin kullanılış şekillerine yer verilerek çalışma görünenin ardındakini ortaya çıkarmayı hedeflemekte ve bunu sosyoloji disiplinin geniş yelpazesindeki anlamsallığı ile ortaya koymaya çalışmaktadır.
Tüketim Tüketim Toplumu Moda Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları The True Cost.
Although consumption has taken place in various ways since the moment of humanity’s existence, it has begun to show its impact in destructive dimensions as a result of the manifestation of the wave of capitalism after the Industrial Revolution. By changing the meaning of consumption with the post-fordist production style, it has become serial and fast. As a result, the realization of more and faster consumption has been normalized, and unconscious consumption movements have become widespread. Consumption has reached a level that cannot be realized in both individuals and societies. In order to prevent this negative effect, it is important to realize sustainable consumption that does not cause destruction in an ecological and social sense, as well as its class and separating aspect. This study aims to analyse the documentary film “The True Cost”, in which the effects of the phenomenon of rapid consumption experienced in society as a result of changing consumption movements are the subject of the sociological window with its dimension that causes class inequality and segregation. In this context, this study will be presented with a critical perspective on how it is cannot applied by looking at the discriminative aspects and other pejorative effects created by the consumer society in the context of the Sustainable Development Goals adopted in 2015. In addition, the study aims to reveal what is behind the work by including the use of characters, discourses, images, metaphors and dichotomies, and will be explained by its semantics in the wide range of sociology discipline.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sosyoloji |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 17 Aralık 2021 |
Gönderilme Tarihi | 8 Ekim 2021 |
Kabul Tarihi | 3 Aralık 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 5 Sayı: 9 |
This work licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.
Please click here to contact the publisher.