Ülkeler, gelişme yazını açısından değerlendirildiğinde birbirlerinden farklılık göstermektedirler. Gelişmenin mutlak anlamda görünürlük kazanabilmesi için ekonomik anlamda iyileşme halinin tek başına yeterli olmayacağı bilinmelidir. Önemli olan toplumsal ve hukuksal boyutta gelişmenin yaşanmasına dairdir. Bu nedenle gelirin nasıl dağıtıldığı, sınıfsal alanın inşa edilme göstergeleri, insan haklarının içerimleri, hukuksal yapı ve uygulamalarla sorgulanmalıdır. Bu sorgulamalar ister istemez kentlerin konumlarını da tartışılmayı elzem hale getirmektedir. Bu çalışma göçün pür tarihsel bir fotoğrafını çizmekten öte toplumsal cinsiyet ile ilişkisini sosyolojik düzlemde irdelemeyi amaçlamaktadır. Bu amacı gerçekleştirmek için Türkiye’nin göç serüvenine yer verilecektir. Ardından 1940’larla birlikte ülkemizde görülmeye başlayan göç devingenliği toplumsal cinsiyet eşitliği temelli perspektifle açımlanmaya çalışılacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2022 |
Gönderilme Tarihi | 28 Aralık 2022 |
Kabul Tarihi | 29 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 6 Sayı: 11 |
This work licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.
Please click here to contact the publisher.