This study explores the “Dead Internet Hypothesis”, which argues that much of today’s online activity is no longer driven by real human interaction but instead generated, curated, and amplified by artificial intelligence. It claims that the internet has shifted from being a democratic and participatory space to a corporatized system optimized for engagement, often at the expense of genuine communication. By analysing AI-generated media, monopolized search engines, recommendation algorithms, and digital echo chambers, the research highlights how online discourse is increasingly shaped by algorithmic logic rather than human agency. Using theoretical frameworks such as Habermas’ Public Sphere, McLuhan’s Medium Theory, Baudrillard’s Hyperreality, and van Dijk’s Algorithmic Culture, the paper critically examines the erosion of free speech, the illusion of pluralism, and the rise of simulated narratives. Case studies involving Google’s search algorithms, Facebook’s EdgeRank, TikTok’s recommendation engine, and X’s AI bot activity demonstrate how major platforms prioritize algorithmic visibility over authentic voices. The study concludes by questioning whether human agency can be restored in a digital landscape dominated by AI. It proposes possible interventions, including algorithmic transparency, platform decentralization, and AI literacy, as ways to resist the monopolization of communication. Ultimately, the research challenges the belief that the internet remains an open forum for public discourse, suggesting instead that it has become a controlled, artificial environment where AI governs what is seen, shared, and believed.
Algorithmic Gatekeeping AI-Generated Content Digital Echo Chambers Platform Monopolization Synthetic Online Discourse.
Bu çalışma, günümüz çevrim içi faaliyetlerinin büyük bir kısmının artık gerçek insan etkileşimleriyle değil, yapay zeka tarafından üretilen, düzenlenen ve yayılan içeriklerle yönlendirildiğini öne süren “Ölü İnternet Hipotezi”ni incelemektedir. Araştırma, internetin demokratik ve katılımcı bir alan olmaktan çıkarak, gerçek iletişim pahasına etkileşimi maksimize eden kurumsallaşmış bir sisteme dönüştüğünü savunmaktadır. Yapay zeka tarafından oluşturulan medya içerikleri, tekel haline gelmiş arama motorları, öneri algoritmaları ve dijital yankı odaları analiz edilerek, çevrim içi söylemin insan iradesinden çok algoritmik mantıkla şekillendiği ortaya konulmaktadır. Habermas’ın Kamusal Alan kuramı, McLuhan’ın Araç Kuramı, Baudrillard’ın Hipergerçeklik kavramı ve van Dijck’in Algoritmik Kültür yaklaşımı gibi kuramsal çerçevelerden yararlanan çalışma, ifade özgürlüğünün aşınması, çoğulculuk yanılsaması ve simüle edilmiş anlatıların yükselişi gibi konuları eleştirel bir şekilde ele almaktadır. Google’ın arama algoritmaları, Facebook’un EdgeRank sistemi, TikTok’un öneri motoru ve X (eski Twitter) platformundaki bot faaliyetlerini içeren vaka analizleri, büyük dijital platformların gerçek seslerden ziyade algoritmik görünürlüğü önceliklendirdiğini göstermektedir. Çalışma, yapay zekânın egemenliğindeki dijital dünyada insan iradesinin yeniden tesis edilip edilemeyeceği sorusunu ortaya koyarak; algoritmik şeffaflık, platformların merkezsizleştirilmesi ve yapay zekâ okuryazarlığı gibi müdahale alanlarını önerir. Sonuç olarak, internetin hâlâ açık bir kamusal tartışma alanı olduğu inancını sorgulayan araştırma, onun artık yapay zekânın neyin görülüp paylaşılacağına ve neye inanılacağına karar verdiği kontrollü ve yapay bir ortam haline geldiğini ileri sürmektedir.
Algoritmik Bekçilik Yapay Zekâ Tarafından Üretilen İçerik Dijital Yankı Odaları Platform Tekelleşmesi Sentetik Çevrim İçi Söylem.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | İletişim Sosyolojisi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Eylül 2025 |
Gönderilme Tarihi | 4 Mart 2025 |
Kabul Tarihi | 24 Temmuz 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: Yeni Medya Çalışmaları |
This work licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.
Please click here to contact the publisher.