İngiliz hukukunda, “good faith” ilkesi, Türk, İsviçre, Alman hukuku ve birçok uluslararası sözleşmedeki düzenlemelerden farklı olarak genel bir ilke olarak kabul edilmemektedir. İngiliz mahkeme kararlarındaki tanımlar dikkate alındığında, “good faith” ilkesinin TMK md.2’de düzenlenen dürüst davranma kuralını ve TMK md.3’te düzenlenen iyiniyet ilkesini kapsamına aldığı anlaşılmaktadır. İngiliz mahkeme kararlarında yer bulan söz konusu ilkenin, makul ve öngörülü davranma, dürüst davranma, yanlış bilgi vermeme, sözleşmenin amacına uygun hareket, makul ticari standartların gözetilmesi ve tarafların haklı beklentilerine uygun davranma gibi farklı şekillerde tanımlandığı görülmektedir.
İngiliz hukukunda söz konusu ilkenin genel bir ilke olarak kabul edilmemesinin sebepleri olarak; sözleşme özgürlüğünü sınırladığı, belirlilik ve öngörülebilirlik ilkelerine zarar verdiği gibi gerekçeler ileri sürülmektedir. Bu yaklaşıma paralel olarak, İngiliz hukukunda “good faith”in genel bir ilke olarak kabul edilmediğine ilişkin çeşitli kararlar mevcuttur. Ancak İngiliz hukukunda daha yeni tarihli mahkeme kararlarında, söz konusu ilkenin sözleşmede açıkça (express duty) veya zımni yükümlülük (implied duty) olarak kararlaştırılarak, ilkeye işlerlik kazandırılmaya çalışıldığı da dikkat çekmektedir.
Dürüstlük kuralı iyiniyet zımni yükümlülük kararlaştırılan yükümlülük sözleşmeye bağlılık belirlilik.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | Özel Hukuk |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 29 Nisan 2022 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 9 Sayı: 1 |