İnsanların duygu, düşünce ve sorunlarını, istek ve dileklerini, çevresinde olup bitenleri yakınlarına iletmek amacıyla kullandıkları en eski haberleşme araçlarından biri mektuptur. Tarihî süreç içerisinde mektup, bir edebî tür ve anlatım tekniği hâline dönüşmüştür. Klasik Türk Edebiyatında manzum, mensur ve manzum-mensur olarak yazılmış çok sayıda mektup bulunmaktadır. Bu mektupların bir kısmı münşe’ât mecmualarında, bir kısmı divanlarda ve mesnevilerdedir. Osmanlı Devleti’nin gerileme devri olan 18. yüzyıl Klasik Türk Edebiyatının alışılagelmiş düzenini koruduğu; bunun yanı sıra mahallî konuların, günlük hayatın edebî ürünlere daha fazla girmeye başladığı bir dönemdir. 18. yüzyılın büyük şairlerinden Şeyh Gâlib, 1783’te altı ay gibi kısa bir sürede alegorik anlatım tarzıyla kaleme aldığı Hüsn ü Aşk mesnevisinde, yarattığı hayali kahramanlar çerçevesinde yerli malzemeyi işlerken, olay örgüsü içerisinde ayrılık yaşayan iki âşığın birbirlerine yazdıkları iki mektuba yer verir. Mesnevide bu mektupların dışında biri kalem Mecnûn’undan hayal Leylâ’sına gönderilmiş; diğeri ise Aşk’tan Hüsn’e gönderilememiş, sadece söze dökülebilmiş iki mektup daha bulunmaktadır. Hüsn ü Aşk’ta kahramanların ağzından söylenen mektuplara onların duygu ve düşüncelerinin yanı sıra dönemin yaşam biçimi, din ve ahlak anlayışı, inanç ve dünya görüşü, gelenek ve görenekleri yansımıştır. Bu çalışmada Klasik Türk Edebiyatında yer alan mektuplar üzerinde kısaca durulurken, Hüsn ile Aşk’ın birbirlerine yazdıkları mektuplar ve diğer mektuplar değerlendirilmiş; bu mektuplardan hareketle dönemin zihniyeti ve mektupların iki aşığın duygu, düşünce, tavır ve davranışlarına nasıl yön verdiği tespit edilmiştir.
“18. Yüzyıl Mektup Geleneğini Hüsn ü Aşk Üzerinden Okumak” başlıklı çalışmanın yazım sürecinde bilimsel kurallara, etik ve alıntı kurallarına uyulmuş; toplanan veriler üzerinde herhangi bir tahrifat yapılmamış ve bu çalışma herhangi başka bir akademik yayın ortamına değerlendirme için gönderilmemiştir.
The letter is one of the oldest means of communication used to convey people’s feelings, thoughts, problems, wishes, and desires, as well as to inform others about the events happening around them. Throughout the historical process, the letter has become a literary genre and a technique of expression. In Classical Turkish Literature, there are many letters written in verse, prose, and verse-prose forms. Some of these letters are found in münşe’ât magazines, some in collections, and masnavi poems. The 18th century, the period of decline for the Ottoman Empire, was a period when Classical Turkish Literature preserved its conventional nature, but also a period in which local subjects, themes, and events in daily life began to enter more into literary works. Hüsn ü Aşk is a masnavi written by the 18th century’s great poet Şeyh Gâlib in 1783 in a very short time—six months—in an allegorical narrative style. In this work, the poet used local events and motifs within the framework of the imaginary heroes he created and included two letters of lovers who had written to each other, separated within the plot of the masnavi. Apart from these letters, there are two other letters in the work, one of which was sent from the Mecnûn of the pen to the Leylâ of the imagination, and the other from Aşk to Hüsn, which could not be sent, but could only be put into words. In Hüsn ü Aşk, the letters narrated by the heroes reflect their feelings and thoughts as well as the way of life, religion, morality, belief, mindset, traditions, and customs of the period. This study briefly focuses on the letters in Classical Turkish Literature and examines the letters that Hüsn and Aşk wrote to each other, as well as other letters. In addition, based on these letters, the study determines how the mindset of the period and the letters shaped the feelings, thoughts, attitudes, and behaviors of the two lovers.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Osmanlı Sahası Klasik Türk Edebiyatı |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 13 Kasım 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 14 Kasım 2024 |
Gönderilme Tarihi | 9 Nisan 2024 |
Kabul Tarihi | 26 Eylül 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 |