In this paper, the concept of hospitality is examined in terms of Kant’s law of hospitality
and Derrida’s philosophy of hospitality inspired by Levinas, and discourse of hospitality for
Syrian ferugees is discussed in the spirit of Derrida’s hospitality. The right of refugees have
been limited to the initiative of the states in international conventions which are inspired by
Kantian peace theory. Nowadays, when we look at sovereign states, it is seen that they are
limiting international law and passing laws and regulations preventing refugees from crossing
borders. Turkey, which is a party of Geneva Convention with the condition of the geographical
restriction, has also provided restrictions on the asylum law and policy. The temporary
protection regulation for Syrian refugees is regulated for the principle temporariness and urgent
needs of refugees. Derrida, tries to experience a way instead of the law and politics that care
of interests of states that are far from human rights, questions how laws and policies can be
made more hospitable. İn this contect, he deconstructs the concept of hospitality and reveals the
aporetic, contradictory and impossible structure of the concept. Considering Derrida’s concept
of hospitality, the discourse of hospitality regarding Syrian refugees involves controversy,
temporariness, and impression of enemy and invader. Hence, the discourse creates a division
between “us and them”, which is visible in the press and public opinion. Derrida states that such
a conditional hospitality that protects the interests of the government is a door or threshold, so
it is not an exact hospitality.
Bu çalışmada misafirperverlik kavramı Kant’ın misafirperverlik hukuku ile Derrida’nın Levinas’tan esinlenerek oluşturduğu misafirperverlik etiği düşüncesi açısından incelenmiş, Suriyeli mültecilere yönelik misafirlik söylemi Derrida’nın misafirperverlik düşüncesinden hareketle ele alınmıştır. Kant’ın misafirperverlik düşüncesinin köklerinin bulunduğu uluslararası sözleşmelerde mültecilik hakkı devletlerin insiyatifine bırakılarak sınırlandırılmıştır. Günümüzde egemen devletlere bakıldığında uluslararası hukuku sınırlandırdıkları ve mültecilerin sınırdan geçmesini engelleyen yasa ve yönetmelikler çıkardıkları görülmüştür. Cenevre Sözleşmesi’ne coğrafi kısıtlama şartıyla taraf olan Türkiye de iltica yasası ve politikasında sınırlamalar koymuştur. Suriyeli mültecilere yönelik geçici koruma yönetmeliği geçicilik ve mültecilerin acil ihtiyaçlarının karşılanması esası üzerinden düzenlenmiştir. Bu şekilde insan haklarından uzak, devletlerin çıkarını gözeten yasa ve politikaların dışında bir yol deneyimlemeye çalışan Derrida, koşulsuzluğu göz önünde bulundurarak yasa ve politikaların daha nasıl misafirperver yapılabileceğine dair sorgulamada bulunmuştur. Bu bağlamda misafirperverlik kavramını yapısöküme uğratmış, kavramın aporetik, çelişik ve imkansız yapısını ortaya koymuştur. Derrida’nın misafirperverlik düşüncesinden yola çıktığımızda Suriyeli mültecilere yönelik misafirlik söyleminin içinde barındırdığı çelişki, geçicilik, düşman ve istilacı imgesi, “biz” ve “onlar” ayrımı gazete haberlerinde ve toplum algısında gözlenebilmiştir. Derrida, iktidarı barındıran böylesi bir koşullu misafirperverliğin eşik, kapı olduğunu dolayısıyla misafirperverlik olmadığını belirtmiştir.
Kant Derrida Levinas Misafirperverlik Etik Hukuk Suriyeli Mülteci
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 24 Ocak 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 4 Sayı: 11 |