Türkiye’de nükleer enerji
hükümetler üstü bir konu; bir devlet politikasıdır. Dolayısıyla siyasi
görüşleri farklı olsa da 1970’lerden itibaren hükümetler eliyle nükleer
enerjiye geçiş sürecinde ısrar edilmiştir. Öte yandan nükleer enerji, başta
yöre insanı olmak üzere tüm halkın yaşamını etkileyecek nitelikte bir konudur.
Bu yüzden bu sürecin başarıya ulaşması, halkın, Türkiye’nin nükleer enerjiye
geçişine rıza göstermesine bağlıdır. Medya ise halkın rızasını sağlamak için
egemen söylemi yeniden ve yeniden üreterek yayan bir kurum olarak karşımıza
çıkmaktadır.
Kavramsal temelini Gramsci’nin hegemonya
kuramının oluşturduğu bu makalede, Teun van Dijk’in Eleştirel Söylem Analizi disiplininden yararlanılarak, dönemin Demokratik Sol Parti Lideri Bülent
Ecevit’in başbakanlık koltuğuna oturduğu 11 Ocak 1999 ile Akkuyu nükleer
santral ihalesini iptal ederek nükleer enerji konusunu rafa kaldırdığı 25
Temmuz 2000 tarihleri arasında, nükleer karşıtı hareketin Milliyet
gazetesindeki temsiliyetine odaklanılmış ve bu süreçte, Milliyet gazetesinin nükleer
enerjiyle ilgili egemen söylemi üretip üretmediği ve bu konuda topluma karşı
sorumluluğunu ne kadar ve nasıl yerine getirdiği değerlendirilmeye
çalışılmıştır.
Hegemonya Eleştirel Söylem Analizi Nükleer Enerji Nükleer Karşıtı Hareket Milliyet Gazetesi
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ağustos 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 6 Sayı: 21 |