Soğuk savaş sonrası dönemde Rusya ve Türkiye özellikle Mavi Akım denizaltı boru hattı üzerinden ithal edilen doğalgaz hususunda birbirleri ile yakın ticari partnerler haline gelmiştir. Bu tür bir ticari ortaklık ve ekonomik iç bağımlılık üst siyasete kadar uzanan bir iyimserlik ve tabiri caizse hoşnutluk halini ortaya çıkarmıştır. Birçok analizci Kafkaslar, Orta Doğu, Orta Asya ve başka birçok yerde ekonomik büyüme ve giderek artan enerji ortaklıkları sebebiyle karışıklık ve iç savaşların gitgide azalacağı yönünde sonuçlar çıkarmışlardır. Ayrıca bu tartışma, Türkiye büyüyen endüstri sektörünün devamlılığını sağlayacak yeterli miktarda ucuz doğalgaz bulabildiği ve Rusya yeni enerji ithalatları ile hasılatını büyütebildiği takdirde her iki tarafın da kazançlı çıktığı bir durum ortaya çıkarmıştır. Ancak stratejik çıkarlar bağlamında bir ortaklık için bu yeterli midir? Tek taraflı ve teleolojik argümanlar öne sürülmeye devam ettiği müddetçe ekonomik bağımlılığın anlamına dair klasik tartışmalar sürekli önümüze gelmeye devam edecektir. Rus-Türk kumarının yapısal politik-stratejik etmenleri burada göz ardı edilebilir mi? İki gücün Kafkaslar, Ukrayna ve Suriye meselesindeki politikaları savaş sebeplerinin –veya stratejik düşmanlığın- materyal çıkarlar arasından doğduğuna işaret etmektedir.
Rus-Türk ilişkileri enerji ticareti doğalgaz mavi akım ekonomik bağımlılık
The post-Cold War era has seen Russia and Turkey become close trading partners, mainly with regard to gas imported via the undersea Blue Stream pipeline. Such trade cooperation and the ensuing economic interdependence have created euphoria and optimism that this will spill-over to high politics. Many analysts have concluded that, at the least, the prospect of economic growth and increasing energy cooperation will cause political and strategic disputes in the Caucasus, the Middle East, Central Asia and elsewhere to wane. Moreover, the debate is referred to as a ‘win-win’ situation, for Turkey could find adequate quantities of cheap natural gas to sustain its flourishing industrial sector and Russia could increase its revenues via new energy exports. However, is this enough for a convergence in terms of strategic interests? The classic debate on the meaning of economic interdependence returns again and again as long as monolithic and teleological arguments keep being made. Can structural the political-strategic determinants of the Russo-Turkish energy gamble be neglected? The two powers’ policies in the Caucasus, Ukraine and Syria seem to indicate that causes of war – or strategic antagonism – arise beyond materialist convergences.
Russo-Turkish Relations energy trade natural gas blue stream economic interdependence
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Ekonomi, Siyaset Bilimi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 5 Sayı: 10 |