Kimlik, bireylerin aidiyet hissettiği topluma tutunma noktalarında açığa çıkan özdeşleşim birimidir. Kişi kendi çevresinin ürünü olarak toplumun kültürüyle kimliklenir. Farklı coğrafyalarda yaşayan veya yaşamak zorunda kalan göçmenler ise kendi öz kimlikleri ile vatandaşlık kimlikleri arasında gidip-gelen değerler demetini takip eder. Bu çalışma, Fransa’da yaşayan Türkiyeli gençlerin özellikle kriz zamanlarında, kendi anlam dünyalarını nasıl ifade ettikleri ve neler yaşadıkları üzerine eğilmektedir. Hipotetik olarak, Fransa’da yaşayan yirmi Müslüman Türkiyeli gencin örnek olarak seçilen ‘kriz’ zamanındaki refleksleri incelenecek, duygu, fikir ve davranış biçimlerinden yaşadıkları topluma tutunma noktaları sorgulanacaktır. Çalışma, kriz zamanı olarak Charlie Hebdo’nun Hz. Muhammed’e yönelik yayınladığı pejoratif karikatürleri seçmekte; metodolojik olarak ideografik yaklaşımı benimserken, pratikte mikro bir saha araştırması yapmaktadır. Mülakatlar yoluyla kimliği çözümleyen araştırma, belirli bir kuramsal zemini başlangıç olarak kabul etmek yerine “kurama varışı” denemektedir. Ortaya çıkan veriler neticesinde, Horkheimer’ın “akıl tutulması” kavramının yeni bir formülasyona kapı araladığı görülmektedir. Kimlik tutulması olarak tanımlanabilecek kavramsallaştırmada, araçsallaşan kimliğin dünyası ile amaç-araç dengesi altüst edilmekte, düşünce ile eylem aynı sayılmakta, uysal tipolojiler yaratılmakta; öykünme, yaşam koşullarının parçası haline gelmektedir. Diğer taraftan, tüm uysallaşmaya rağmen, “tekinsiz bir özlem” bireylerin öz-kimliklerini isyan ettirmektedir. Bireyler umutla-umutsuzluk arasında kaykılan bir bekleyişi yaşamakta, kendi öz kimlikleri ile yaşadıkları atmosferin kimliği arasında sıkışmaktadır. Fransa gibi özgürlük, kardeşlik, eşitlik söylemlerinin beşiğinde yaşayan örneklemdeki kimliklerin durumu da Zarifoğlu’nun “mavi gök orda mı” şeklinde dillendirdiği parçalanmışlık hissiyatını çağrıştırmaktadır. Durum sosyolojisi içinde anlamlanan “mavi gök orda mı” sendromu kırılganlığı, parçalanmışlığı ve geçiciliği ile kriz zamanlarına yönelik yeni bir kimlik tanımlaması yapmanın gerekliliğini ortaya koymaktadır.
Max Horkheimer kimlik tutulması Charlie Hebdo karikatür krizi Cahit Zarifoğlu.
Identity is the unit of identification that reveals in the attachment points to the society to where individuals feel strong belonging. The individual as products of her/his own environment is identified with the culture of society. Also, the immigrant who lives/have to live in different geographies, get into a dilemma between self -identity and identity of citizenship to follow the set of values. This study focuses on how the Turkish young people living in France express their semantic world and what they are experiencing, especially during the times of crisis. Hypothetically, the reflexes of chosen twenty Muslim Turks living in France are examined at the time of “crisis” and the attachment points to the society in where they live, are questioned through their emotions, ideas and behaviors. The study choses “the cartoon crises” in which Charlie Hebdo published pejorative cartoons against the Prophet Mohammed, as a case. Methodologically, it follows ideographic approach and practically conducting a micro field research. The research that analyzes identity through interviews attempts ‘arrival to the theory’ rather than accepting a certain theoretical basis as a starting point. As a result of field research, it seems that Horkheimer’s concept of “eclipse of reason” opens doors to a new formulation. In conceptualization, which can be defined as an eclipse of identity, the means-end balance is overruled through the world of instrumentalized identity; idea and action are regarded as the same; submissive typologies are created; and emulation becomes part of living conditions. On the other hand, an uncanny desire leads to rebel of self-identities of the individual, despite all the docility. The individuals live an expectance between hope and hopelessness, and trapped between their own identities and the identities of the living space. The matter of the sample group which live in France that is the cradle of discourse of freedom, fraternity and equality, evokes Zarifoğlu’s expression: “is the blue sky there?”.
Max Horkheimer eclipse of identity Charlie Hebdo cartoon crises Cahit Zarifoğlu.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Mart 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 8 Sayı: 1 |