Uluslararası göç olgusu, özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren hızlı bir trend yakalayarak küresel bir fenomen haline gelmiştir. Literatüre hâkim nitelemesiyle “Göçler Çağı” olarak adlandırılan bu dönem, ulus-devlet merkezli teritoryal yaklaşımlar karşısında ulusaşırı alanların oluşum süreçlerine dikkatlerin yoğunlaşmasına öncülük etmiştir. Zira bu dönemde, ana vatanıyla sosyo-ekonomik, siyasi ve kültürel iletişimini güçlü bir şekilde devam ettirme eğilimli göçmenlerin aynı zamanda ev sahibi ülke ile de sosyal ve sembolik bağlar kurduğu yeni bir pratik ortaya çıkmıştır. Buna koşut olarak, geleneksel diaspora okumaları da yerini modern diaspora yaklaşımlarına bırakmıştır. Bu bağlamda ele alınan konulardan birisi, diasporaların ana vatan parlamentolarında temsil edilmesi konusudur. İtalya, Fransa, Portekiz, Makedonya ve Hırvatistan olmak üzere sınırlı sayıda Avrupa ülkesinde yasal mevzuata sahip olan diasporanın parlamentoda temsil hakkı, dünyanın farklı bölgelerinde tartışılmaya başlanmıştır. Katılımcı demokrasi, çoğulculuk, liberalizm ve vatandaşlık kavramları çerçevesinde akademik alanda farklı tartışmalara konu olan diaspora ve temsiliyeti, ağır bir ilerlemeye sahip olsa da kronolojik ve problematik çalışmalarla sosyal bilimlerde ağırlık kazanmaya devam etmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Uluslararası İlişkiler |
Bölüm | Kitap Tanıtımları |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Eylül 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 11 Sayı: 3 |