Sinema, toplumsal belleğin merkezinde bir sanat dalı olarak bireysel ve kitlesel deneyimlere odaklanan bir mücadele alanıdır. Bu nedenle hemen her kültürel, ekonomik, toplumsal değişim ve dönüşüm doğal olarak sinema deneyiminin spektrumu içinde değerlendirilir. Bu noktada toplumsal cinsiyet değişimi, yani kadın ve erkek rolleri de karmaşık sinema deneyiminin bir parçası olarak film kültürüne eklenmiş ve hatta bazı türler üzerinden yıllarca tekrarlanan kodlara dönüşmüştür. Bu bağlamda korku sineması, çoğunlukla erkek egemen kodların eşliğinde oluşturulan heteronormatif bir bakış açısının sonucu olması nedeniyle toplumsal cinsiyet bağlamında süregiden bu sinematik deneyimlerin en güçlü taşıyıcılarından biri olarak gösterilebilir. Buna göre bu sinemasal bakış açısının kendi kurbanlarını yarattığı söylenebilir. Bu argüman doğrultusunda, bu çalışmanın temel kaygısı, 2021 yılında yayınlanan 4 farklı Türk korku filmi afişini kadın kimliğinin ötekileştirilmesi bağlamında ele almaktır. Bu doğrultuda film afişleri göstergebilimsel olarak analiz edilmiş ve sonuç olarak sinema ve sanat dünyasındaki tüm feminist mücadelelere rağmen kadına olan bakış açısının hala olumsuz bir yaklaşımla resmedildiği gözlemlenmiştir.
Cinema is a field of struggle that focuses on individual and mass experiences as a branch of art at the center of social memory. Thus, almost every cultural, economic, and social change and transformation are naturally evaluated within the spectrum of cinematic experience. At this point, the change of gender, that is, the roles of men and women have also been added to the film culture as a part of the complex cinematic experience and has even turned into codes repeated for years through some genres. In this context, horror cinema can be indicated as one of the strongest carriers of these ongoing cinematic experiences in the context of gender as it is often the result of a heteronormative perspective created in the accompaniment of male-dominated codes. Accordingly, it can be asserted that this cinematic point of view forms its own victims. In line with this argument, the main concern of this study is to discuss 4 different Turkish horror movie posters released in 2021 in the context of the marginalization of women's identity. In this direction, the movie posters have been analyzed with semiotics, and as a result, it has been observed that despite all feminist struggles in cinema and the art world, the mentality about women is still portrayed with a negative approach.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | İletişim ve Medya Çalışmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2022 |
Gönderilme Tarihi | 6 Nisan 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 9 Sayı: 17 |
Intermedia International E-journal
Bu eser Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.