Kelâm ilmi ve Usulu’l-Fıkh yani İslam Hukuk Felsefesi ilimleri Müslümanların bilim dünyasına kazandırdığı, sistematik düşünceye dayalı felsefi birikim gerektiren teori ve pratiğin birleştirildiği ilimlerdir. Mâtûridi kelâm düşüncesini anlayabilmek için Ebû Hanife’nin Fıkıh Usulü ve Kelâm ilimlerini nasıl değerlendirdiğini bilmek oldukça önemlidir. Ebû Hanife her iki ilim için önem arz eden “fıkh” kavramına sıklıkla vurgu yapar ve bu kavramı “kişinin hak ve sorumluluklarını bilmesi” şeklinde tanımlar. Bu tanımın insan yaşamı dikkate alındığında oldukça önemli bir alanı kapsadığı görülecektir. Bu bağlamda Ebû Hanife’nin, “el-Fıkhu’l-Ekber” tabirini Kelâm ilmi için kullanmasından bununla “itikad sahasında doğru ve güvenilir olanı bilmek” manasını kastettiği ortaya çıkar. Nitekim İlk dönemlerde “fıkh” kavramı, itikad, amel ve ahlak alanını kuşatan geniş bir sahayı ifade etmektedir. Kişinin lehinde ve aleyhinde olanı bilmesi demek olan fıkıh kavramının itikadi konulardaki kısmına “el-Fıkhu’l-Ekber”, ameli alandaki kısmına “el-Fıkhu’l-Ahkâm” denmiştir. Yine Ebû Hanife’ye ait “dinde fıkıh, ahkâmda fıkıhtan daha iyidir” görüşü onun bakış açısını göstermektedir. Nitekim dinde derinleşmek tabiri Hanefi-Mâturidi geleneğinde İlm-i Tevhid’de derinleşmek olarak kabul edilmiştir. O bu yüzden ilmihal kavramını amele dâhil hükümlerin öğretildiği Fıkıh ilmi olarak değil, imana dâhil hükümlerin öğretildiği İlm-i Tevhid olarak açıklamıştır. Bu anlayış daha sonraki dönemlerde de devam etmiştir. Hanefiler arasında “Dinde fıkıh olan Tevhid İlmi, şeri’ meselelerden ibaret olan Fıkıh İlminden üstündür” prensibi benimsenmiştir. Böylelikle klasik dönem Mâturîdi kelâm anlayışına hâkim olan “Kişinin ilmihal bilgisi öğrenmesi farzdır” ibaresi ile kastedilenin, iman hükümlerinin öğrenilmesi olduğu açıktır
Usulü'l-Fiqh and theology are two important branches of science that Muslim has brought to this sciences. This theory is based on the systematic accumulation that requires philosophical thought and the practice of science are combined. Abu Hanifa, which is important for both science "jurisprudence" emphasizes the concept and the concept of "people know their rights and responsibilities" in the form of definitions. Considering that human life will be seen that this definition covers a large area from a religious perspective. In this context, Abu Hanifa, "al-Fıkhu'l-Akbar" with it for the use of the so-called scientific theology "creeds field know that accurate and reliable" means to reveal that he actually meant. Indeed, in the first term "fiqh" concept, creeds, and deeds it was to express a large area surrounding the ethics. In favor of the theological issues and the concept of canon law, which means that people know what is against "al-Fıkhu'l-Akbar", action on the part of the field, "al-Fıkhu'l-Ahkam" was called. Hanafi fiqh in the religion of Tewhed science, sherry 'is superior to merely a matter of fiqh principle that has been adopted. Classical period, which was the dominant theological understanding Maturidi "People's scientific status information is obligatory to learn" what is meant by the phrase, appeared to be learning the faith provisions
Diğer ID | JA23ZA94VT |
---|---|
Bölüm | Derleme |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ağustos 2016 |
Gönderilme Tarihi | 1 Haziran 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Özel Sayı 1 |
Uluslararası Kültürel ve Sosyal Araştırmalar Dergisi