Milliyetçilik söylemi, tüm toplumsal pratikler
içerisinde kendisine yer bulduğu gibi medyada da hatırı sayılır bir şekilde
konuşlanmıştır. Medya, egemen ideolojinin savunuculuğunu yaparken,
ötekileştirme pratiklerini de söylemsel olarak kullanır ve iktidar dışında
kalan kesimler bu pratikler aracılığı ile çoğunlukla yok sayılır. Milliyetçilik
bir söylemsel alan olarak ele alındığında bu söylemsel alanın inşa ve yeniden
üretimini gündelik yaşam pratikleri içerisinde aramak gerekir. Dolayısıyla
birer gündelik yaşam pratiği olarak medya yayınları da milliyetçilik söyleminin
inşası, yeniden üretimi, meşrulaştırılması ve doğallaştırılmasında önemli
unsurlar olarak ortaya çıkmaktadır. Medyanın dilsel kullanımlarını içeren
iletişim ve etkileşim biçimleri ayrımcılıkların yol açtığı biz ve onlar
ikiliğinin yeniden kurulmasına olanak sağlar. Gündelik yaşamın söylemini ve
kitlelerin düşüncelerini belirleyen medya, ırkçı ideolojik bir söyleme
sahiptir. Bu söylemi hayata geçirirken normal hatta olağan bir şekilde
kitleleri ayrıştıran medya, özellikle de etnik sorunların çözümsüz kalmasında
önemli bir rol oynar. Özellikle popüler futbol kültürü, kitleleri harekete
geçirebilme gücünün yanı sıra homojen bir topluluk kurgusu etrafında şekillenen
ve karşıtlıklar üzerine kurulu bir yapıya sahip olan milliyetçilikle eklemlenerek,
belirli söylemlerin dolaşıma girmesine neden olur. Bu bağlamda milliyetçilik
söyleminin en etkili şekilde meydana gelen futbol kültürünü ele alarak,
geçtiğimiz temmuz ayında Almanya Milli Takımı’ndan ayrıldığını açıklayan Mesut
Özil hakkında hem Alman hem de Türk basınında yer alan haberler eleştirel
söylem analizi yöntemiyle ele alınmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Aralık 2019 |
Gönderilme Tarihi | 31 Temmuz 2019 |
Kabul Tarihi | 22 Aralık 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 5 Sayı: 2 |
Uluslararası Kültürel ve Sosyal Araştırmalar Dergisi