The ordinary partnership is one of the most common types of partnership in practice because of its simple and quick establishment process. However, since the ordinary partnership does not have a legal entity, the partnership does not have the capacity to have rights and its debts arise on the partners. The ordinary partnership differs from other types of partnerships in terms of status of the partners, representation of the partnership, capacity to have rights and capacity to sue. Mediation, which is one of the alternative dispute resolution methods, became a part of Turkish law system with the Act on Mediation in Civil Disputes No. 6325. Mediation, which is essentially optional, has become compulsory in terms of some disputes with some legal changes made over time. On the other hand, representation of the ordinary partnership within the mediation process causes some concerns in practice because of its natural features. In this paper, the representation of the ordinary partnership and the application to mediation are discussed due to the relationship of the ordinary partnership with third parties. In this context, the expansion of the application area of mediation in Turkish law over time has been mentioned, and in this direction, compulsory mediation, which is regulated as a litigation condition, has been referred. By touching on the fundamental features of mediation, the importance of the lack of legal entity of an ordinary partnership has been revealed. Regarding this, representation of the ordinary partnership and the application to mediation due to the disputes arising from the relationship of the ordinary partnership with the third parties has been considered together with the opinions in the doctrine and the judicial decisions.
Ordinary Partnership Alternative Dispute Resolution Mediation Capacity to Have Rights Representation
Adi ortaklık, kuruluşunun basit ve hızlı olmasından dolayı uygulaması en fazla olan ortaklık türlerinden biridir. Ancak adi ortaklık, tüzel kişiliği haiz olmadığından, ortaklığın hak ehliyeti bulunmamakta ve borçları ortaklar üzerinde doğmaktadır. Adi ortaklık, ortakların durumu, ortaklığın temsili, hak ve taraf ehliyeti bakımından diğer ortaklık türlerinden ayrılmaktadır. Alternatif uyuşmazlık çözüm yollarından biri olan arabuluculuk, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ile Türk hukuk sisteminin bir parçası olmuştur. Esasen ihtiyari olan arabuluculuk, zaman içerisinde yapılan birtakım yasal değişiklikler ile bazı uyuşmazlıklar açısından zorunlu hale getirilmiştir. Öte yandan, karakteristik özelliklerinden dolayı adi ortaklığın arabuluculuk sürecinde nasıl temsil edilmesi gerektiği, uygulamada bazı tereddütler doğurmaktadır. Çalışmamızda, adi ortaklığın üçüncü kişilerle ilişkisinde ortaklığın temsili ve arabuluculuğa başvuru konusu ele alınmıştır. Bu kapsamda, Türk hukukunda arabuluculuğun uygulama alanının zamanla genişlemesinden bahsedilmiş ve bu doğrultuda dava şartı olarak düzenlenen zorunlu arabuluculuk hallerine değinilmiştir. Arabuluculuğun temel özelliklerine temas edilerek adi ortaklığın tüzel kişiliğinin bulunmamasının önemi ortaya konmuştur. Bu bağlamda, adi ortaklığın temsili ile ortaklığın üçüncü kişilerle ilişkisinden doğan uyuşmazlıklar dolayısıyla arabuluculuğa başvuru, öğretide yer alan görüşler ve yargı kararlarıyla birlikte değerlendirilmiştir.
Adi Ortaklık Alternatif Uyuşmazlık Çözümü Arabuluculuk Hak Ehliyeti Temsil
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 30 Ocak 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 14 Ekim 2023 |
Kabul Tarihi | 6 Ocak 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.