According to the art. 314/1-c, which is laid down in the sixth book, under the third section and the third chapter -entitled “Extraordinary Legal Remedies”- of CPC, “A lawsuit, ended with a verdict which has become final, maybe retried to the disadvantage of the accused or the convicted person by means of a new trial, as in the listed cases below: (…) If the accused had made a reliable confession before a judge, in relation to the crime, after he/she has been acquitted.” In this study, at first, general information about the institution of confession is given, and terminological problems in the art. 314/1-c are pointed out. Then, the conditions and legal outcomes of “the confession after acquittal” -which constitutes a ground for renewal of trial to the disadvantage of the one (ex-convicted person) who was acquitted with a final judgment- are examined, pointing out some debatable issues which lead to hesitations in theory and practice. Besides, in order to facilitate the applicability of the norm, it has been recommended that the phrase “after he/she has been acquitted” is replaced with “after any verdict but the conviction has been given”, and a new paragraph which accepts “the voluntary admission after acquittal” as “a personal reason which requires mitigation of punishment” is added to the art. 61 of TPC. Conversely, it is considered as a rational choice to narrow the scope of the provision with the phrase “before a judge”.
CMK’nin altıncı kitabının “Olağanüstü Kanun Yolları” başlıklı üçüncü kısmının üçüncü bölümünde yer alan m.314/1-c hükmüne göre, “Kesinleşen bir hükümle sonuçlanmış olan bir dava aşağıda yazılı hâllerde sanık veya hükümlünün aleyhine olarak yargılamanın yenilenmesi yolu ile tekrar görülür: (…) Sanık beraat ettikten sonra suçla ilgili olarak hâkim önünde güvenilebilir nitelikte ikrarda bulunmuşsa.” Çalışmamızda, öncelikle ikrar kurumuna ilişkin genel bilgiler verilerek inceleme konusu hükümdeki terminolojik sorunlara değinilmiş, normda “sanık” ve “ikrar” kavramlarının kullanılması eleştirilmiştir. Ardından, hakkında kesin/kesinleşmiş beraat hükmü bulunan kimsenin (eski sanığın) yeniden yargılanmasına gerekçe oluşturan “beraat sonrası ikrar”ın şartları ile bu şartlara uygun ikrarın hukukî sonuçları doktrindeki tartışmalara ve uygulamadaki sorunlara yer verilerek irdelenmiş; uygulanabilirliğini artırmak adına hükümdeki “beraat ettikten sonra” ibaresinin “beraat ettikten veya hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verildikten sonra” şeklinde değiştirilmesi ve TCK m.61 hükmüne beraat sonrası gönüllü itirafı “cezayı azaltan kişisel neden” olarak düzenleyen bir fıkra eklenmesi önerilmiştir. “Hâkim önünde” gerçekleşmeyen itirafların normun kapsamı dışında bırakılması ise isabetli bir tercih olarak değerlendirilmiştir.
Yargılamanın Yenilenmesi Beraat Hâkim Önünde Güvenilebilir İkrar
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2021 |
Gönderilme Tarihi | 1 Kasım 2020 |
Kabul Tarihi | 16 Şubat 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.