Bu çalışma, günümüz dünyasında biyolojik çeşitlilik krizine neden olan iklim değişikliği bağlamında, uluslararası hukukta ekokırım suçunu düzenleyen bir yasal çerçevenin oluşturulması gereğini vurgulamaktadır. Çalışma temel olarak, ekokırım suçunu kapsayacak unsurları içerecek bir tanımın uluslararası düzeyde benimsenmesi gerektiğini savunmaktır. Bu kapsamda bu çalışmada, Cenevre Sözleşmeleri ve Roma Statüsü gibi mevcut uluslararası hukuk araçları değerlendirilmiş olup, bu araçların çevresel zararları yeterince ele alma konusundaki sınırları mercek altına alınmaktadır. Ekokırımın uluslararası hukukta suç boyutuyla ele alınması, özellikle insan aktiviteleri kaynaklı iklim değişikliği karşısında varoluşsal bir tehlike ile karşı karşıya kalan nesli tükenme tehdidi altındaki türler başta olmak üzere biyolojik çeşitliliğin unsurlarının korunması açısından çok önemli bir işleve sahiptir. Ekokırımın tanımlanması için uluslararası bir çabanın gerekliliği açıktır. Çevrenin haklarını tanıyan yeni bir Jus Cogens kuralının benimsenmesi, doğanın yasal korumasını sağlayacak ve küresel ölçekte sürdürülebilir uygulamaları güçlendirecektir. Bunun gerçekleşebilmesi için çevre hakkını ve daha da genel olarak gezegenin hukuki kişiliğini ve haklarını merkezine alan, ekosentrik bir yaklaşımın benimsenmesi gerektiği konusunda şüphe bulunmamaktadır.
Uluslararası Hukuk ve Ekokırım İklim Değişikliği Biyoçeşitlilik.
This article highlights the need to formalize a legal framework regulating the ecocide crime in international law, within the context of climate change that causes a biological diversity crisis in today’s world. Accordingly, this study’s main argument is to advocate for a definition to be adopted at international level, which will encompass elements of the ecocide crime. The study evaluates existing international legal instruments as the Geneva Conventions and the Rome Statute, highlighting their limitations in adequately addressing environmental harm. Elaborating ecocide with its criminal dimension in international law has a very crucial function for the protection of the elements of biological diversity, particularly, the endangered species which are currently facing with an existential danger in the face of human-induced climate change. The necessity of an international effort to define ecocide is clear. Adoption of a new Jus Cogens rule recognizing the rights of the environment will ensure the legal protection of nature and reinforce sustainable practices on a global scale. There is no doubt that for this to happen, an ecocentric approach that centers on the right to the environment and, more broadly, the legal personality and rights of the planet must be adopted.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Yurtiçi İnsan Hakları Hukuku, Kamu Hukuku (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 29 Kasım 2024 |
Yayımlanma Tarihi | |
Gönderilme Tarihi | 19 Ağustos 2024 |
Kabul Tarihi | 14 Kasım 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 15 Sayı: 2 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.