When examining foreign practices of the Cold War era, it is clear that traditional security approaches
are at the front line. While the main objective with the state-based security approach was protecting
territorial integrity and sovereignty, there was a transformation in the traditional security approach
after Cold War. Concepts such as human security, environmental security and even planetary security
have started to take place in the international relations literature. Nevertheless, the dominant role of
state security still can not be ignored. The ongoing traditional national security approach of Turkey in
foreign and domestic politics has begun to be revised by changing and transforming world conditions.
In this study, securitization that is based on the Copenhagen School and constructivist approach will
be analyzed and the securitization approach of Turkish Foreign Policy will be analyzed. In contrast to
the Copenhagen School claim, the classical national security approach does not lose its existence. New
foreign policy discourse has changed in recent years with the prominent way of security for Turkey;
national security discourse has begun to be prioritized in order to achieve long-term foreign policy
objectives. On the other hand, analyzing Turkish security politics about Irak should be analyzed by
regarding criticism of Kopenhag School, as well. In this study, Turkey – Iraq relations will be the case
for this study. It will be analyzed whether Turkish security politics about Irak is succesfull or not?
Soğuk Savaş Dönemi dış politika pratikleri incelendiğinde geleneksel güvenlik yaklaşımlarının
ön planda olduğu açıkça görülmektedir. Devlet temelli güvenlik yaklaşımı ile temel amaç toprak
bütünlüğünün ve egemenliğinin korunması iken Soğuk Savaş sonrası dönemde iki süper güç arasında
küresel anlamda etkileyebilecek bir savaş ortamının sona ermesinin ardından geleneksel güvenlik
yaklaşımında bir dönüşüm yaşanmıştır. 1990’lı yıllardan itibaren insan güvenliği, çevre güvenliği
hatta gezegen güvenliği gibi kavramlar uluslararası ilişkiler literatüründe yer tutmaya başlamıştır.
Buna rağmen devlet güvenliğinin yine güvenlikleştirme yaklaşımında başat rolü göz ardı edilemez.
Türkiye, küresel anlamda değişen güvenlik yaklaşımına bağlı olarak, 2000’li yıllardan itibaren, dış ve iç
politikada süregelen geleneksel ulusal güvenlik yaklaşımını revize etmeye başlamıştır.
Bu çalışmada, Kopenhag Okulu temelli, inşacı yaklaşımla öne sürülen güvenlikleştirme yaklaşımı
analiz edilip, Türkiye dış politikasının güvenlikleştirme yaklaşımı mercek altına alınacaktır. Kopenhag
Okulu iddiasının aksine klasik ulusal güvenlik yaklaşımı varlığını kaybetmezken, son yıllarda ön plana
çıkan yeni dış politika söylemleri ile Türkiye için güvenlik kavramı şekil değiştirmiş ve uzun vadeli dış
politika hedeflerine ulaşılabilmesi için ulusal güvenlik söylemi ön planda tutulmaya başlanmıştır. Diğer
yandan, Türkiye’nin Irak konusunda güvenlik politikaları incelenirken, Kopenhag Okulu tarafından
ortaya atılan teoriyte getirilen eleştiriler de göz önünde bulundurulacaktır. Bu bağlamda Türkiye –
Irak ilişkileri bu çalışma için baz teşkil edecek örnek olay niteliğindedir. Türkiye’nin Irak konusunda
güvenlikleştirme politikalarının başarılı olup olmadığını konusu da bu çalışmada incelenecek konular
arasındadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | International Journal of Political Science & Urban Studies |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Eylül 2019 |
Gönderilme Tarihi | 15 Nisan 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 7 Sayı: 2 |