The concept of Internet democracy based in the term ‘‘interaction’’ functionally can transform
representative democracy into participatory democracy providing an environment for
equal access to information and freedom of speech. However, when the boundaries between
producer and audience/reader are getting more transparent, it is highly possible that
circulating information transform into disinformation. This study focuses on both cultural
and critical approaches to Internet democracy within the context of the new communication
technologies and Internet environment concerning freedom of speech and communication.
The sub-objectives of the research are to determine whether the users trust the media
about the accuracy of the shared content, whether the current ideological awareness and
approaches in the content selection affect their attitudes towards the accuracy of the content,
whether as the social media is a new democratic public sphere and whether the users confirm
the accuracy of the content they access. Also, the research aims to measure the practices of
users about accessing information, understanding, sharing and confirming reality through
social media. In the process of field research, the questionnaire technique was used as one
of the quantitative research methods in the data collection stage and the findings were
analyzed descriptively with the statistical approach. The results of the research indicate that
participants can show different forms of behavior according to their demographic diversity
(sex, age and educational status) and mostly define social media as a new public domain of
democratic participation, representation and freedom of speech, but they also approach the
issue of trusting social media contents with caution.
the new media digital democracy disinformation fact checking confirmation
İnternet demokrasisi kavramı aracın etkileşimselliği noktasında temsili demokrasiyi katılımcı
demokrasiye dönüştürerek, bilgiye ulaşımın eşit bir şekilde yayılması, erişim kolaylığı ve
ifade özgürlüğü gibi kazanımları ortaya koymaktadır. Lakin, üretici ve izleyici/okuyucu
arasındaki sınırlar giderek saydamlaşırken dolaşıma giren enformasyonun dezenformasyona
uğrama olasılığı da artmaktadır. Bu çalışma, ifade ve iletişim özgürlüğü kapsamında yeni
iletişim teknolojileri ve internet çevresinde yoğunlaşan dijital demokrasiye yönelik kültürel
ve eleştirel yaklaşımları ele almakla beraber, bilgi dezenformasyonu kapsamında sosyal
medya üzerinden kullanıcıların demografik farklılıkları da göz önüne alınarak dolaşıma
giren bilgiye ulaşma, gerçekliği kavrama, teyit etme ve paylaşma pratiklerini ölçümlemeyi
amaçlamaktadır. Araştırmanın alt amaçları ise kullanıcıların paylaşılan içeriklerin
doğruluğu konusunda medyaya güvenip güvenmediklerini, içerik seçimlerinde mevcut
ideolojik bilinç ve yaklaşımlarının içeriğin doğruluğu konusundaki tutumlarını etkileyip
etkilemediği, sosyal medyayı yeni bir demokratik kamusal alan olarak görüp görmedikleri
ve kullanıcıların eriştikleri içeriklerin doğruluğunu teyit edip etmedikleri konularını
tespit etmektir. Saha araştırması kapsamında veri toplama aşamasında nicel araştırma
yöntemlerinden anket tekniği kullanılmış olup, elde edilen bulgular istatistiksel yaklaşımla
betimsel olarak analiz edilmiştir. Araştırma sonuçları katılımcıların demografik farklılıklara
(cinsiyet, yaş, eğitim durumu) göre değişik davranış biçimleri göstermekle birlikte ağırlıkla
sosyal medyayı demokratik katılımın, temsilin ve ifade özgürlüğünün yeni bir kamusal alanı
olarak tanımlamalarına rağmen sosyal medya içeriklerine güvenme konusuna ihtiyatla
yaklaştıklarını ortaya koymaktadır.
yeni medya dijital demokrasi dezenformasyon doğruluk kontrolü teyit
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Haziran 2020 |
Gönderilme Tarihi | 1 Mayıs 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 8 Sayı: 16 |