There are some values to which Islam attaches importance. Islam wants these values to be protected. This protection is a duty of the public authority. Because the public authority has the power to impose sanctions against offences targeting these values and, in some cases, to impose new sanctions, the public authority must function fairly and reliably. Bribery is one of the biggest offences undermining trust in authority and the sense of justice. During the Tanẓīmāt Period, legalisation was introduced in the fight against bribery. Various regulations were made regarding the offence of bribery. In this study, the regulations related to the crime of bribery in the laws of the Tanẓīmāt Period are examined chronologically and comparatively. Before that, the bribery offence was examined in terms of Hanafī jurisprudence, which was the official madhhab in the Ottoman Empire. In this way, the changes in the regulations on the offence of bribery from Hanafī fiqh to the last Ottoman penal code are traced. As a result, it was observed that the fiqh terms in the legal texts disappeared over time. Following Western legal systematics, more technical, short, and clear expressions were used. In addition, the fact that there were multiple and frequent regulations on the offence of bribery in a short time showed how widespread bribery had become and how difficult it was to combat this crime.
Islamic Law Ottoman Law Tanẓīmāt Bribery Offence Punishment.
İslam’ın önem atfederek korunmasını istediği birtakım değerler vardır. Bu koruma şahsi bir görevden çok kamu otoritesine ait bir ödevdir. Zira bu değerleri hedef alan suçlara yönelik yaptırımları uygulama, bazı durumlarda yeni yaptırımlar vazetme yetkisi kamu otoritesine aittir. Dolayısıyla kamu otoritesinin adil ve güvenilir bir şekilde işlemesi gerekmektedir. Otoriteye karşı güveni ve adalet hissini zedeleyen en büyük suçlardan biri rüşvettir. Tanzimat Dönemi’nde rüşvetle mücadelede kanunlaştırılmaya gidilmiş, rüşvet suçuyla ilgili çeşitli düzenlemeler yapılmıştır. Çalışmada Tanzimat Dönemi kanunlarında rüşvet suçuyla ilgili düzenlemeler kronolojik ve mukayeseli şekilde incelenmiştir. Öncesinde ise Osmanlı’da resmî mezhep hüviyetindeki Hanefîlik açısından rüşvet suçu ele alınmıştır. Böylelikle Hanefî fıkhından son Osmanlı ceza kanununa kadar geçen süreçte rüşvet suçuna dair düzenlemelerde meydana gelen değişiklikler izlenmiştir. Sonuç itibarıyla zamanla kanun metinlerindeki fıkhî terimlerin ortadan kalktığı, Batı kanun sistematiğine uygun daha teknik, kısa ve açık ifadelere yer verildiği görülmüştür. Ayrıca rüşvet suçuyla alakalı kısa sürede birden çok ve sık aralıklarla düzenlemeler yapılması rüşvetin ne denli yaygınlaştığını ve bu suçla mücadelenin ne denli zor olduğunu göstermiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İslam Hukuku |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 9 Mart 2024 |
Gönderilme Tarihi | 1 Ocak 2024 |
Kabul Tarihi | 25 Şubat 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 |