Ma‛mûretü’l-azîz’de 1890’lı yıllardan 1916’ya kadar süren;
şehir halkı, vâlilik, Dâhiliye Nezâreti, Sadâret ve Meşîhat arasında onlarca
yazışmaya konu olmasına rağmen kesin çözüme kavuşturulamadığı için buhrâna
dönüşen bir müftülük meselesi vardır. Bu makalede söz konusu mesele
Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivi’ndeki (COA) belgelere dayanılarak önce tespit
edilmiş, sonra da başlangıcından nihâyete erene kadarki süreç anlatılmaya
çalışılarak Elazığ’ın müftülük târihine
ve o devrenin müftülerinin tercüme-i hâllerine mütevâzı bir katkı sağlama amacı
güdülmüştür. Bu şehrin dinî, ilmî, edebî, irfânî ve siyâsî târihi
bakımından önemli yer işgâl eden müftülük makamıyla ilgili yapılmış derinlikli
akademik çalışmaların bulunmaması mahallî kaynaklarda ve halk arasında bazı
müftü efendilerin hayatlarının menâkıbla örülmesine yol açmıştır. Halbuki
araştırdığımız dönemin iki esas müftüsü Beyzâde Mehmed Nûri ve Mehmed Fâik
Efendiler icraatlarıyla ya baş ağrıtan problemlere eklemlenmişler yahut başlı başına
problem olmuşlardır. Yaklaşık yirmi yıl
boyunca halledilemeyen kriz 1916’da Harputlu Mehmed Kemâleddin Efendi’nin müftü
tayin edilmesiyle çözüme kavuşmuştur. Bu üç müftü efendi Ma‛mûretü’l-azîz’de şâir, müderris ve muallim kimlikleriyle de şöhret
bulmuşlardır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Kasım 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 |