İslam dünyasında kıraat farklılıklarını içeren eğitimde üç farklı müfredat takip edilmektedir. Bunlar; kırâat-i seb‘a, aşere-i suğrâ ve aşere-i kübrâ’dır. Kırâat-i seb‘a, aşere-i suğrâ’da mündemiç olduğu için bazı ülkelerde söz konusu müfredat okutulmayıp doğrudan aşere-i suğrâ eğitimine başlanır. Bu yöntemi takip edenlerin başında ülkemiz gelmektedir. Dolayısıyla Türkiye’de Kırâat-i seb‘a metodu müstakil bir program olarak takip edilmez. Hâlihazırda Türkiye’de kıraat tedrisatı adına iki yöntem varlığını sürdürmektedir: “Aşere (aşere-i suğrâ)” ve “Takrîb (aşere-i kübrâ)”. “Aşere” yönteminde Ebû Amr ed-Dânî’nin (ö. 444/1053) et-Teysîr fi’l-kırâ’âti’s-seb‘ eseri ve İbnü’l-Cezerî’nin (ö. 833/1429) Tahbîru’t-Teysîr’i takip edilirken, “Takrîb” programında İbnü’l-Cezerî’nin kaleme aldığı en-Neşr fi’l-kırâ’âti’l-‘aşr, Tayyibetü’n-Neşr fi’l-kırâ’âti’l-‘aşr ve Takrîbü’n-Neşr fi’l-kırâ’âti’l-‘aşr adlı eserleri merkeze alınarak eğitim verilmektedir. İkinci metodun “Takrîb” olarak adlandırılması bizzat İbnü’l-Cezerî’nin Takrîbü’n-Neşr eserinden mülhemdir. Kaleme alınan bu çalışmada her iki yöntemin tahlilinin yapılması hedeflenmiştir. Konu ele alınırken hem “Aşere” hem de “Takrîb”de takip edilen yöntem incelenecek, akabinde bu iki yöntemin kaynak kullanımı açısından kendi içerisinde bütünlük arz edip etmediği bazı örnekler eşliğinde ele alınacaktır. Böylece Türkiye’de öne çıkan tedrisatın problemli gördüğümüz yönleri ortaya konmaya çalışılacaktır. Ayrıca her iki eğitim müfredatı için de yeni bir yöntem teklif edilerek kıraat talebelerine sahih bir bakış açısı sunulmaya çalışılacaktır.
Kıraat Dânî Şâtıbî İbnü’l-Cezeri et-Teysîr Hirzü’l-emânî en-Neşr
There are three different curricula regarding the readings of the Qur’ân (qiraat) in the World, which are qiraat sab’ (the seven readings), ashara sughra (the little ten), and ashara kubra (the big ten). Since the first one is already involved in the last one, in some countries the instruction from the very beginning is initiated with the last one (ashara sughra). One of those that prefer this way is; Turkey. Hence, the method of qiraat sab’ as a separate way is not followed. For this, there exist two instruction methods of readings of the Qur’ân in Turkey. “Ashara (ashara sughra)” and “taqrib (ashara kubra)”. While the work “al-Tayseer fi al-qiraat al-sab’” by Abu ‘Amr al-Dani (d. 444/1053) and “Takhbeer al-tayseer” by Ibn al-Jazari (d. 833/1429) is considered in the instruction of ashara, three works titled “al-Nashr fi al-qiraat al-ashr”, “Tayyibat al-nashr fi al-qiraat al ashr”, and “Taqrib al-nashr fi al-qiraat al-ashr”, all compiled by Ibn al-Jazari, are pivotal in the taqrib program. The reason why this second program is called “taqrib” is due to the third work of Ibn al-Jazari which is just mentioned. In this article, we have tried to analyse both ways of instruction. In doing so, we will examine the methods of two ways, that of ashara soghra and of taqrib, and then investigate, along with some examples, whether the two ways are consistent and coherent in terms of resource utilisation. Thus, we will have demonstrated the apparently troublesome aspects of the leading way followed in our country. In addition, we will try suggesting a sound point of view to disciples of qiraat by offering a new method for each of both ways.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 24 Kasım 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 16 Sayı: 2 |