Hz. Muhammed’in (s) vefatından sonra İslam dünyasının yöneticileri olan Râşid Halifelerden Hz. Ali hariç diğer üçü göreve gelmeden önce ticaretle uğraşmışlardı. Bundan dolayı elde ettikleri tecrübeler, yönetimleri sırasında onlara bir avantaj sağlamıştı. Hlifelerin tüccarlar ve ticaretle ilgili söylemleri, uşûr gibi yeni uygulamalarda bulunmaları ve ticaret tecrübesi olanları istişare heyetlerinde bulundurup bu konularda yardım almaları ticaretin gelişmesine zemin hazırlamıştı. Bu dönemde Sâsânî ve Bizans hâkimiyetindeki bazı ticari bölgeler fethedilmiş, hilafetin merkezi Medine başta olmak üzere Hicaz’a birçok ürün dışarıdan gelmiştir. Bunun yanında ticaret yollarında sağlanan kolaylıklar ve oluşturulan yeni kanallar dönemin kara ve deniz ticaretinin gelişmesine yardımcı olmuştur.
Ribâ, karaborsacılık ve değeri düşük dirhemlerin kullanılması gibi birçok adaletsiz uygulamanın önüne geçilmesi amacıyla pazarlar halifeler ve görevliler tarafından sıklıkla denetlenmiştir. Böylece haksız kazanca sebep olan girişimlerin engellenmesi için çeşitli tedbirler alınmıştır. Tüm bunlar İslâm toplumunun refahını artırmaya katkı sağlamıştır. Nitekim bu sayede Hz. Osman başta olmak üzere büyük servet elde edenler olmuştur. Mezkûr dönemde varlık sahipleri zamanla daha çok gelir getirmesi sebebiyle arazi ve gayrimenkul alım satımına yönelmişlerdir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İslam Araştırmaları (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Kasım 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 18 Sayı: 2 |