The Prophet, who created a new society in line with the basic principles of Islam, received allegiance from his interlocutors at various times during the formation of this society. Allegiance means recognizing the Prophet as both a religious and political authority and promising absolute obedience. Through these allegiances, the Prophet created a new paradigm centered on monotheism, prophethood and belief in the afterlife, against the understanding of ignorance centered on polytheism and asabiyyah. The first social norms of the new civilization based on this paradigm manifested themselves in the articles contained in the allegiances that the Prophet took, sometimes individually and sometimes collectively. Because the main articles in the allegiances that took place in the first years of Islam, when most of the verses of the Quran had not yet been revealed, included the principles of faith such as belief in Allah, the Prophet and the afterlife, as well as the moral and social principles that constitute the main principles of Islamic civilization. In this sense, the institution of allegiance in the Prophet's era, on the one hand, produced a new system of values centered on monotheism, prophethood and the hereafter, and on the other hand, formed the basis of law that would ensure that the society adhered to this system of values. Because individuals who accepted the religion of Islam swore allegiance to the Prophet and promised not to steal, not to commit adultery, not to kill their children, to speak the truth and protect the truth in all circumstances and situations, to give advice to their Muslim brothers and to act sincerely. Thus, the main principles that would ensure the peace, stability and security of the newly formed society were determined and the first social norms of the Islamic civilization began to form.
Islamic history Hz. Muhammad Allegiance Civilization Social Norms
İslam dinin temel esasları doğrultusunda yeni bir toplum oluşturan Hz. Peygamber, bu toplumun oluşum sürecinde muhataplarından çeşitli zamanlarda biat almıştır. Biat, Hz. Peygamber’i hem dini hem de siyasi bir otorite olarak tanımak ve kesin itaat sözü vermek olarak anlam kazanmıştır. Hz. Peygamber, bu biatler vesilesiyle şirk ve asabiyet merkezli cahiliye anlayışına karşı tevhid, nübbüvvet ve ahiret inancını merkeze alan yeni bir paradigma oluşturmuştur. Bu paradigmaya dayalı yeni medeniyetin ilk toplumsal normları ise Hz. Peygamberin kimi zaman tek tek kimi zaman ise toplu halde aldığı biatlerin içerdiği maddelerde kendini göstermiştir. Zira Kur’an ayetlerinin büyük bir bölümünün henüz nazil olmadığı İslam’ın ilk yıllarında gerçekleşen biatlerdeki ana maddeler, Allah’a, Peygamber’e ve ahirete iman gibi inanç esaslarının yanında İslam medeniyetinin ana ilkelerini oluşturan ahlaki ve sosyal prensipleri de barındırmıştır. Bu anlamıyla Hz. Peygamber dönemi biat müessesesi bir yandan tevhid, nübüvvet ve ahiret merkezli yeni bir değerler sitemi üretirken bir yandan da toplumun bu değerler sistemine bağlı kalmasını sağlayacak hukukun temelini teşkil etmiştir. Çünkü İslam dinini kabul eden fertler Hz. Peygamber’e biat ederek, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürmemek, her şart ve durumda hakkı söyleyip gerçeği korumak, Müslüman kardeşlerine nasihat etmek ve samimi davranmak gibi konularda söz vermişlerdir. Böylece hem yeni oluşacak toplumun huzur, istikrar ve güvenliğini sağlayacak olan ana ilkeler belirlenmiş hem de İslam medeniyetinin ilk toplumsal normları oluşmaya başlamıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İslam Tarihi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Kasım 2024 |
Gönderilme Tarihi | 14 Eylül 2024 |
Kabul Tarihi | 22 Kasım 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 39 |