Ülkemizde velayet çatışmalarının olduğu her yerde, velayet savaşı verilen her çocuk için duygusal taciz kaçınılmazdır. Duygusal tacizin varlığı ve boyutları hem mahkeme süreçlerinde hem de süreç sonrasında mutlaka ilgili profesyonellerce tespit edilmeli ve gerekli müdahaleler yapılmalıdır.
Duygusal taciz; bireyin kişilik ve ruhsal yapısını, beyin yıkama, kötüleme, yoksun ve çaresiz bırakma, aşağı- lama, öteleme gibi yöntemlerle tahrip etmek üzerine yapılan eylemler bütünüdür. Duygusal istismarda denilen bu durum, iş hayatında mobing olarak kabul görse de diğer toplumsal alanlarda halen bilinmemektedir. Çocuklar diğer istismar türlerinde olduğu gibi bu istismar türüne karşıda korunmasızdırlar.
Duygusal tacizin en ileri boyutu Ebeveyne Yabancılaşma Sendromudur (EYS). Duygusal istismarın bu türünün en belirgin özelliği, çocuğun beyninden diğer ebeveyni ve rol modelliğini yok etmek ve kendisine bağımlı, pasif kişilik olarak yetiştirmeye çalışmaktır. Esasen duygusal tacizci diğer ebeveynden çocuğu üzerinden intikam almayı hedefler. Bu hedef tarihteki “Medea Tragedyası”na atıfta olacak şekilde “Medea Kompleksi”yle de örtüşebilir.
EYS de yabancılaştırıcının türleri yabancılaşmanın şiddetini belirler. Yabancılaşmanın şiddetine göre gerekli müdahaleler yapılmalıdır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Aile ve Hanehalkı Çalışmaları, Psikoloji |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2020 |
Gönderilme Tarihi | 15 Aralık 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 6 Sayı: 46 |
İslam Medeniyeti Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Dergimiz EBSCO tarafından (Uluslararası Alan Endeksi) taranmaktadır.