Türkiye II. Dünya Savaşı’nın ardından Ortadoğu’da yeni müttefik
arayışına girmiştir. 1948’e kadar Arap ülkeleri ve İran, Türkiye için
alternatifsiz ve potansiyel bölgesel müttefik iken, İsrail Devleti’nin
kurulması ile Türkiye yeni bir potansiyel müttefike sahip olmuştur. Soğuk
Savaş’ın ilk yıllarında Türkiye ve İsrail, demokratik rejimlere sahip, Batılı
ülkeler ile iyi ilişkiler içinde olan iki Ortadoğu ülkesidir. 1949’da
Türkiye’nin İsrail’i tanıyan ilk Müslüman ülke olmasının ardından iki ülke
arasındaki ilişkiler hızla gelişmiştir. İki ülke arasındaki ilişkiler Soğuk
Savaş boyunca kopmadan devam etmiş, bunun yanında istikrarlı bir görünüm
sergilememiştir. Bu çalışmada Türkiye-İsrail ilişkilerindeki sürekliliğe rağmen
istikrarsızlığın nedenleri, iki ülke arasında Soğuk Savaş boyunca devam eden
siyasi ilişkiler üzerinden izah edilmiştir.
Turkey began to look for new allies in the
Middle East following World War II. While Arab states and Iran were the sole
regional allies for Turkey until 1948, the establishment of Israel brought a
potential ally for Turkey. In the early years of the Cold War, Turkey and
Israel were two Middle Eastern states, governed by democratic regimes, and
having close relations with Western countries. The relations between the two
countries grew rapidly after Turkey became the first Muslim country to
recognize Israel’s independence, and these relations continued throughout the
Cold War. This study aims to put forth the reasons for the instability of the
relations between the two states in spite of its continuity, through an
analysis of their political relations in the Cold War period.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 11 Mart 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Sayı: 3 |